Ölümünün 81. yılında tüm yurtta olduğu gibi Denizli'de de anılan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen, Milli Mücadele'nin 100. yılı programındaki seminerde anlatıldı. Toplantıyı AYSİAD ve Denizli Türk Ocakları ortaklaşa organize etti. 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'yla başlayan programda kürsüye ilk önce AYSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Catlık çıktı. Catlık konuşmasında, "Atatürk'ün bilime, sanata, matematiğe ve bunun gibi bir çok olguya hayat verdiği bir gerçektir. Atatürk yıllar önce bugünleri görmüş Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği olan gençlerimize 'Gençliğe Hitabe'yi yazmıştır. Türk gencine olan inancını, 'hiç bir şeye ihtiyacımız yok, muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur' diyerek anlatmıştır. Atatürk'ü zihinlerden ve gönüllerden silmek isteyenler biz yaşadığımız sürece bunu asla başaramayacaklardır. Türk Milleti, 734 yılında öldürülen Bilge Kaan'ı ölümünden 1285 sene sonra unutmadıysa, 20. yüzyılın Bilge Kaan'ı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de üzerinden milyonlarca yıl geçse de unutmayacaktır. Bilge Kaan'ı zehirleyenleri bugün kimse hatırlamıyorsa, Atatürk düşmanlarını da kimse hatırlamayacaktır. Milli Mücadele'nin 100. yılında Türk Milleti'nin birlik ve beraberlik ruhunu kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla verdiği mücadele ruhunun fitilini ateşleyen Atatürk bir konuşmasında, 'Türk ufuklarından bir gün kesinlikle güneş doğacağına, bunun sıcaklığının bizi ısıtacağına eminim' demiştir." dedi. 

Seminere konuşmacı olarak katılan Pamukkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Profesör Doktor Nurettin Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sırasında Türk Ocakları'nın ne kadar etken rol aldığını anlattı. Hamdullah Süphi Tanrıver başkanlığında Türk Ocakları Derneği'nin Birinci Dünya Savaşı'ında yaptığı en önemli işlerden biri Çanakkale Savaşı'nda gençleri, liselileri, üniversitelileri yüreklendirerek katılmalarını temin etmek oldu. Çanakkale ruhunu veren Türk Ocağı'dır. Atatürk, bu ocağı söndürenin ocağı sönsün demiştir." dedi. Özrürk Türk Ocakları'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, meclisin açılışında etken rol aldığını belirtti. 

10 Kasım Atatürk'ü Anma ve Milli Mücadelenin 100. Yılı programında kürsüye çıkan Profesör Doktor Ercan Haytaoğlu, "Atatürk'ün çok güzel bir sözü var; 'Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek demek değildir. Benim hislerimi ve fikirlerimi duyuyorsanız ve anlıyorsanız bu kafidir' demekki hisleri fikirleri çok önemli o yüzden 81. yılda Atatürk'ü bir anlamda ebedi istiratgahında bırakırken diğer taraftan yaşayan Atatürk kısmına da bakmamız gerekiyor. Mustafa Kemal'in büyük asker, büyük komutan olduğunu şüphesiz dünya tarihi biliyor. Osmanlı Devleti'nde çok büyük başarılara imza atmış, aynı zamanda Milli Mücadele'nin hem komutanı, hem de siyasi lideri olarak bir misyon yüklenmişti. Samsun'dan karaya ayak bastığında 9. Ordu Müfettişi idi, Erzurum Kongresi sırası askerlik görevinden istifa etti. Lakin onun üzerinden rütbeleri alınmış olsa bile, ruhundan, beyninden, gözünden ve varlığından o rütbeleri alabilmek mümkün olmadı. Başından sonuna Milli Mücadele'de Atatürk, 'Paşa' olarak mücadesini sürdürdü.

Ankara'da yeni meclisin kurulduğu sırada Yunus Nadi bey'in 'Paşam niye meclis kurmakla vakit geçiriyoruz, önce bize asker lazım' dediğinde, Mustafa Kemal, Yunus Nadi'ye 'önce meclis sonra ordu, ordu demek para demek, insan demek, saman demek. Buna sen ben bir kaç kişi mi karar verecek? Yoksa milletin kendisi mi?' diyor İşte meclisin kuruluşundaki o meşruiyeti, milli mücadeleyi meclisle götürme fikrini ne kadar sağlam bir şekilde tesis ettiğini, düşündüğünü icra ettiğini hepimiz görüyoruz." dedi. 

Seminerin kapanış konuşmasını Denizli Türk Ocakları Başkanı Profesör Doktor Turgut Tok yaptı. 

Program sonrası Profesör Doktor Nurettin Öztürk ve Profesör Doktor Ercan Haytaoğlu'na plaket ve çiçek takdim edildi.

Editör: TE Bilişim