Bir Dostluğu Yeniden Canlandırmak, Ruhuna İyiliktir

Esin Aysan Pişik | Yaşam Koçu, Bilinçaltı & Regresyon Terapisti

Abone Ol

Hayat, bazen bizi farklı yönlere savurur. Zaman, şehirler, yoğunluklar derken bir bakmışız ki, bir dönem ruhumuzu ısıtan dostluklar sessizliğe bürünmüş. Ama bazı bağlar vardır ki; kopmaz, sadece derinlere çekilir. Kalbin bir yerinde hep aynı sıcaklıkla bekler. Çünkü gerçek dostluklar zamana değil, ruha yazılır.

İlişki koçu ve bilinçaltı terapisti olarak gözlemliyorum; birçok insan kaybettiğini düşündüğü dostlukların aslında kalbinde hâlâ yaşadığını fark etmiyor. Bilinçaltı, “güvende hissettiğimiz” bağları asla silmez. Bir dostla paylaşılan kahkaha, sır, gözyaşı ya da o güven dolu sessizlik... Tüm bu anlar duygusal hafızaya kazınır. Bu yüzden yıllar sonra bile o dostu düşündüğümüzde içimizde bir huzur belirir, çünkü o enerji hâlâ bizimledir.

Bazen geçmişteki sessizlik, kırgınlık ya da gurur, bizi bir mesaj atmaktan alıkoyar. “Ya beni unuttuysa?” diye düşünürüz. Oysa yeniden bağ kurmak, yalnızca geçmişe değil, kendimize de bir iyilik yapmaktır. Çünkü bir dostluğu canlandırmak, kalpteki sevgi enerjisini yeniden harekete geçirir.

Bilinçaltı düzeyde bu, “ben sevgiye izin veriyorum” demektir. Ve bu izin, sadece o dostluğu değil, tüm ilişkilerimizi yumuşatır. Çünkü sevgi, paylaşıldıkça genişleyen bir enerjidir. Bir dost, bizi koşulsuz kabul ettiği ölçüde, kendi içimizdeki sevgiyi de büyütür. Bu yüzden dostluklar sadece sosyal ilişkiler değildir; ruhsal aynalardır.

Yıllar sonra bir dostla yeniden buluşmak, aslında kendi geçmişimizle barışmak gibidir. Belki kapanmamış bir hikâyeyi tamamlar, belki de sadece kalbimizde yeni bir huzur alanı açar.

Bugün belki de uzun zamandır düşünmediğin bir dost aklına geldi. Bu bir tesadüf değil. Ruhun, o bağı yeniden hatırlatmak istiyor olabilir. Bir mesaj, bir arama, belki sadece içten bir selam… Bazen o küçük adım, hem senin hem karşındakinin ruhunda büyük bir iyileşme yaratır.

Gerçek dostluklar bitmez, sadece sessizliğe çekilir. Ve bazen, o sessizliği bozan bir ses, bir “Nasılsın?” en derin şifayı başlatır.

Unutma: Bir dostluğu yeniden canlandırmak, ruhuna iyiliktir.

Bu haftaki film önerim; The Bucket List (Şimdi Ya Da Asla) Hayata, bağa ve geç olmadan yeniden buluşmaya dair dokunaklı bir hikaye. İyi seyirler diliyorum.

Sağlıcakla, huzurla kalın…