Çağdaş Atılım Koleji, öğrencileri Denizli’nin önde gelen isimleri ile görüşmeler gerçekleştirmeye devam ediyor.

Okul Müdürü Melih Peştere önderliğinde öğrenciler bu hafta Tekden Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Cemal IŞIK ile bir araya geldi. Öğrenciler, Cemal Işık ile sohbet havasında bir röportaj gerçekleştirdiler ve IŞIK’ın hayata dair tecrübelerini kendisinden dinlediler.

Denizli Çağdaş Atılım Koleji, eğitime verdiği değer kadar tecrübeye de önem veriyor. Bu kapsamda kolej yönetimi ve öğretmenleri öğrencileriyle düzenlediği ziyaretlere bir yenisini daha ekledi. Çağdaş Atılım Koleji Müdürü Melih Peştere, Tarih Öğretmeni Oktay Batmaz, öğrenci Simge Çetin ve Çağrı Pakşı, Denizli Tekden Hastanesi'nin gülen yüzü, iş dünyasının tecrübeli ismi Cemal IŞIK’ı ziyaret ettiler. Bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Işık, Çağdaş Atılım Kolejini ve öğrencilerini yaptıkları projelerden dolayı tebrik etti. Öğrenciler tarafından Işık’a çiçek takdim edildi. Ardından sohbet havasında geçen röportajda Cemal IŞIK gençlere tecrübelerini aktardı.

DENİZLİ ÇAĞDAŞ ATILIM KOLEJİ ÖĞRENCİLERİNİN CEMAL IŞIK İLE RÖPORTAJI:

BİZE KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Aslen Kayseriliyim. Kayseri’de de yıllarca TEKDEN grubun Reklam ve Pazarlama Koordinatörlüğünü yaptım. Size biraz TEKDEN Grup’tan bahsedecek olursam; sağlık, eğitim, kültür, inşaat, film ve medya sektörlerinde Türkiye’nin en iyi markaları arasında olduğumuzu söyleyebilirim. Mesela sadece Türkiye’de değil Avrupa’da dahi reyting rekortmeni Diriliş Ertuğrul dizisinin TEKDEN Film olarak yapımcı şirketiyiz. Diriliş Ertuğrul Dizisi, Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Op.Dr.Kemal TEKDEN’in uzun yıllardır hayalini kurduğu, inandığı bir projeydi. Çünkü içerisinde şanlı tarihimiz, kültürümüz var. Kemal Bey’i yakından tanıyanlar onun tarihe duyduğu hassasiyeti ve tarihe ne kadar ehemmiyet verdiğini gayet iyi bilirler.  

Ben yaklaşık 25 yıldır Kemal Bey’le (Kemal Tekden)  beraberim. Bu noktaya gelmemizde aile bağımız olması büyük bir etken.  Kemal Bey babamdan sonra ikinci bir babadır benim için. Çünkü ben ve TEKDEN Grup içerisinde uzun yıllardır beraber çalıştığım dostlarım hayatımızın birçok kesitinde Kemal Bey’i örnek aldık. Çünkü Kemal Bey, vizyon sahibi, sabırlı, çok yönlü, yeri geldiğinde cesur ve her şeyden önce manevi duyguları çok zengin bir insan. Şimdi arkama dönüp baktığımda  TEKDEN Grup’a 25 yıl emek vermiş olmaktan  onur duyduğumu söyleyebilirim.

Kayseri’de reklam koordinatörlüğü yaptığım senelerde Kemal Bey’in Denizli’ye büyük ve donanımlı bir hastane kazandırma hayali olduğunu biliyordum. Denizli’de şuan ki yeni hastanemiz açılmadan önce butik bir hastanemiz hizmetteydi. Denizli’ye yaptığımız kısa ziyaretlerde gördüğüm kadarıyla o dönemin şartlarında o hastanemiz Denizli için yeterli kapasitedeydi. Ancak çok geçmeden birkaç yıl sonra Denizli büyüdü, insanlar gelişti ve dolayısıyla beklentiler arttı. Bir şeyler yapmak gerekiyordu. Hem Denizli insanı için hem de Kemal Bey’in büyük hayali için…

Ve beklenen son oldu. Biz istediğimiz sonucu istediğimiz gibi sonlandırdık. Hayalini kurduğumuz bölge hastanemizi ‘Denizli Tekden Hastanesi’ni hizmete açtık. Size 2 cümleyle anlattığım yeni hastanemiz elbette bu kadar kolay inşa edilmedi. Kemal Bey Denizli’deki süreci bizzat benim takip etmemi ve orada yeni bir sistem kurmamı istedi. Biz de görev aşkı için yeri gelir memleket yeri gelir aile bir kenara bırakılır. İnanır mısınız bazen çocuklarımın karne heyecanına bile ortak olamadım, bazen de doğum günlerini telefonla kutlamakla yetindim. Bir baba için bilenler bilir zor şeyler bunlar. Ama bir kez bile olsun bu durumdan ne ailem ne de ben hiç şikâyetçi olmadık. Çünkü benim için önemli olan ailem için de önemliydi.

“Kafeteryada kahve yudumlarken bile yan masadaki hasta yakınlarını dinler hasta memnuniyeti ölçerim”

Yeni binamız bize ayrı bir heyecan ve ayrı bir enerji aşıladı. Hastanenin Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorum ama masada oturup rakamlarla hastane yönettiğimi düşünmeyin. Sabah ilk işim personelimi ziyaret etmek. Onlarla ayaküstü sohbet eder, varsa bir sıkıntıları onları dinler kısa zamanda da çözüm üretmeye çalışırız. Özellikle personelim ve yakın dostlarım iyi gözlem yeteneğim olduğunu söylerler ki ben de öyle düşünüyorum kafeteryada kahve yudumlarken de yan masadaki hasta yakınlarını dinler hasta memnuniyeti ölçerim (gülüyor)

Kayseri’de doğdum ama artık memleketim Denizli diyebilirim. Çünkü Denizli’ye yatırım yaptık, Denizli’nin ekmeğini yiyiyoruz. Buraya ilk geldiğimde ‘merhaba’ diyecek tek bir dostum dahi yoktu. Siz siz olun iletişim kurabilme yeteneğinizi çok iyi geliştirin. Başarılı olmamdaki en büyük etkenlerden biri de bu. En sağlam dostluklarımı ufak bir merhaba ile kurdum.  Sadece bu da yetmiyor. Güven ve samimiyet sizi iş hayatının zirvesine taşıyacaktır. Etrafımda iyi niyetli kişiliklerin olması beni güvende hissettiriyor. Çevrenizi şekillendirmek de yine sizin elinizde. Yani Feraset sahibi olmak lazım. İyi ve kötü niyetli insanları ayırt ediyor olmanız lazım. Hastanecilikte güven kokmuyorsanız boşa kürek çekersiniz. Elbette hekim kadromuz çok iyi, personelimiz çok çok iyi… Ama arayan soran, ziyarete gelen tüm dostlar hangi doktoru tercih etmesi gerektiğini hekim olmamama rağmen bana soruyor. Bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor. Çünkü insanların bana güvenmesi ve inanması onlara kendimi doğru anlatmışım demektir. Samimiyet doğalsa gideceği yolu bulur!

HAYALİNİZDEKİ MESLEK BU MUYDU?

“Hastanecilik benim için tamamen sonradan gelişen bir durum oldu”

Hayalimdeki meslek bu değildi. Ama şuan ‘İyi ki bu işi yapmışım’ diyebiliyorum. Hayat bazen istediğiniz gibi gitmez. Ama çok zorlamayın çünkü Allah size daha iyisini verecektir.  Kayseriliyim ve biliyorsunuz ki Kayseri demek ticaret demek. Benim de genlerimde ticaret var. Hastanecilik benim için tamamen sonradan gelişen bir durum oldu. Bizim çocukluğumuzda anne-baba ile şimdi ki gibi rahat iletişim kurulamazdı. Yine o dönemde okumak çok kıymetliydi, çok önemliydi.  Ben de okumaktan ziyade bir şey alıp bir şey satmak istiyordum. Yani ticaret yapmak… Ama bunu babama söylemekten kaçınırdım. Daha sonrasında işin içerisine askerlik girdi. Askerden sonra ise, hayatımın dönüm noktasını yaşadım.  Kemal Bey’le sağlık sektörüne başladım. Ben daha çok işin reklam ve tanıtım boyutunu koordine ettim. Görevimi uzun yıllar layıkıyla yerine getirdim. Değerli büyüğüm Kemal Bey, her zaman bu işi büyük bir titizlikle yaptığımı söylerdi.

BU İŞE BAŞLARKEN AİLENİZDEN HERHANGİ BİR MADDİ DESTEK ALDINIZ MI?

Aile demek güç demek… Her anınızda yanınızda kimse olmasa bile onlar hep arkanızda. Hayata atıldığımız ilk zamanlar elbette ailemden destek aldım. Ama bunu sadece maddi boyutlu düşünmeyin. Ben ailemden manevi desteği de çok gördüm. Hayattaki başarımız hastalarımız kadar onların da duaları sayesindedir.

KAÇ YAŞINDA BU SEKTÖRE GİRDİNİZ?

Ben 23 yaşında bu sektöre girdim. Sohbetimizin başında dediğim gibi yaşıtlarım üniversite okurken ben ticareti seçtim. Bazen doktor dostlarımla otururken ‘İki yıl daha okusaydınız Genel Müdür Yardımcısı olsaydınız’ derim. Hep beraber güleriz (Gülüyor)

Hekimlik elbette çok zor bir meslek. Ama bakarsanız terzilik, kuaförlük, şoförlük de öyle. Kısacası her meslek kendine göre zor ve emek istiyor. Her insanın zekâsı farklıdır. Ben sosyal ilişkilerde çok başarılı olduğumu düşünürüm. Bugün bakacak olursanız birçok doktor zekâ isteyen tıp bölümünü bitirmiştir. Ama öyle haberler okuyoruz ki hastasına kötü muamele gösteren, onlarla bir kelime etmekten aciz, hekimlik mesleğinin gereğini yerine getirmeyen, sadece dr ünvanı ile toplumda zorla kabul görmüş hekimleri sizler de biliyorsunuz.

Bir de siz genç arkadaşlara özellikle şunu söylemek istiyorum. Para her şey demek değil. Parayı amaç olarak görürseniz hırsa bürünür kendinizi yıpratırsınız. Parayı amaç olarak gören insanlar belki kısa sürede çok para kazanabiliyorlar ama amaç para ise daha sonrasında kaybediyorlar. Parayı araç olarak görenler de her zaman kazanır. Paranın amaç olmaması gerekiyor. Para bizim için sadece araç olmalı. Bir takım işleri yapma noktasında.

PERSONELLERİNİZDE NASIL ÖZELLİKLER ARARSINIZ?

“Bizim kurum kültürümüz hekimlerimizden çaycısına herkesi kapsar”

TEKDEN Grup bildiğiniz gibi Kemal Bey’in soyadını verdiğini bir grup. Bizim kurum kültürümüz hekimlerimizden çaycısına herkesi kapsar. Tekden Hastanesi’nde iyi veya kötü yapılan her iş Kemal Bey’in soyadını taşıyan TEKDEN Hastaneleri’ne yakışır şekilde olmak zorunda. Bizim için hastalarımızın menfaati önemli. Her hasta annemiz babamız gibi. Yemediğimiz yemeği yedirmeyiz, yatmadığımız yatakta yatırmayız. Allah’a şükür biz bu düşüncelerimizi en tepeden en aşağı tüm personele anlatabildik. Hastanelerimizde çalışma süresi 8 saat şeklinde.  Ama personelimizin mesai sonrası da bizi ilgilendiriyor. Çünkü onlar TEKDEN ailesinin bir üyesidir. Personel, hastane dışında eğer ki ahlaki zafiyetleri olan biriyse bizimle çalışamaz. O yüzden iş alımlarında en dikkat ettiğimiz nokta etik değerler oluyor. Referansı, kurum içerisindeki uyumu, hastaya karşı yaklaşımı bunlar bizim olmazsa olmazımız.

NEDEN SAĞLIK SEKTÖRÜNÜ SEÇTİNİZ?

“Orijinal olanı yaparsanız başarı sizinle olur”

Denenmemişi, orijinal olanı yaparsanız başarı sizinle olur. Bugüne kadar yapılmamış bir şeyi yapın başarısız olmanız imkânsız. Bizler yeni hizmet binamızla birlikte birçok yeniliği Denizlililerle buluşturduk. Mesela o zaman için Denizli’de bir ilk olan 64 Kesitli Tomografi cihazımızla birçok vaka ortaya çıkardık. Vatandaşımız artık İstanbul, İzmir’e gitmeye gerek duymadı. Sende olan kimsede olmamalı. Sanırım TEKDEN Hastaneleri’nin başarısı buradan geliyor.

MESLEK HAYATINIZ TOPLUM YAŞANTINIZI NE KADAR ETKİLİYOR?

“Biz vatandaşımızın ‘kötü gün dostu’ yani gerçek dostlarıyız”

Sağlık sektörü maneviyatı yüksek bir iş. Vicdanın yapacağı bir meslek. İnsanlar bize en aciz zamanlarında geliyor. Dolayısıyla biz ‘kötü gün dostu’ yani gerçek dost oluyoruz. Derdini dinlediğimiz insanla ağlayabiliyor, sevinenle gülebiliyoruz. Mesleğimizin bu yanı bizi toplumda daha itibar sahibi kılıyor. Günlük yaşantımızda ekstra bir şey yapmamıza gerek kalmıyor. Çünkü doğamız gereği zaten topluma aykırı davranamayız. Çevremiz, dostlarımız, gelen ziyaretçilerimiz bizi samimi buldukları için bizlerle daha fazla zaman geçirmek istiyor. Böylece bizim de onlarla dostluklarımız pekişiyor.

PROFESYONEL HAYATINIZDA SAĞLADIĞINIZ EN BÜYÜK BAŞARI NEDİR?                 

“Tekden Hastanesi benim 4.çocuğum”

Üç çocuk babasıyım ama dördüncü çocuğum olarak Tekden Hastanesi’ni görüyorum. Çünkü Denizli’ye geldiğimizde halkımız iyi bilir 1. ticari yolda başladık biz bu işe kiralık bir yapıda. Ve daha sonrasında yeni binamızın yerinin tespit edilmesinde, binanın temelinden çatısına her aşamasında, her şeyde emeğim olduğu için benim dördüncü çocuğum burası. Belki de hayattaki en büyük başarım inşaatından hizmet verme aşamasına kadar eksiksiz ilgilendiğim Tekden Hastanesi’nin bugünkü başarısı…

STRESİNİZLE NASIL BAŞA ÇIKIYORSUNUZ?

“Tatlı sert yönetici olduğumu biliyorum”

İşimiz en ufak bir hatayı bile kaldıramayacak kadar ciddi bir sektör. Söz konusu insan yaşamı ise gerisi teferruattır. Dolayısıyla bu titizlik bizler de stres yaratmıyor diyemem. Ama bizler artık 25 yılın sonunda edindiğimiz tecrübelerle stres kontrolünü sağlayabiliyor, bu süreçten sonra personelimizi motive ediyor, onlara stres etkenini ortadan kaldırmasını öğretiyoruz. Bundan 10 yıl öncesine baktığımda çok disiplinli ve sinirliyken şuan aynı disiplini daha yumuşak geçişlerle sağlayabiliyorum. Yeni nesil çalışanlar gergin ortamlarda üretken olamıyor. Biz yöneticiler değişen zamana ayak uydurmak adına kendi kurallarımızdan kurum çıkarı için tavizler verebiliyoruz. Gerçi her ne kadar sinirli olmasam da personel artık beni öyle biliyor (gülüyor) Ben daha koridora gelmeden adım gidiyor. Sahaya indiğimi duyan herkes hal ve hareketlerine çeki düzen vermeyi iyi biliyor. Sanırım personelim de benim bu halimi benimsemiş diye düşünüyorum. Bir gün bir personelim bana ‘Siz ne kadar sert olursanız olun yufka yüreğinizi herkes biliyor’ dedi. Bana da bunu hissettiriyorlar. Hani bir söz vardır tatlı sert … Ben de öyle bir yöneticiyim sanırım.

BOŞ ZAMANLARINIZDA NE YAPIYORSUNUZ?

Boş zamanım hiç yok desem abartmamış olurum. (gülüyor) Hastanenin rutin bina turları, günlük değerlendirmeler, aylık kurum ziyaretleri, etkinlikler, raporlar, seyahatler derken bir bakıyoruz ay sonu gelmiş. Çok nadir de olsa uygun bir zaman bulduğumda daha çok dinlenmeyi ve ailemle zaman geçirmeyi seviyorum. Haftada bir gün doktor ve diğer çevreden dostlarımla okey oynuyorum. Okeyi de zihnimi dinlendirdiğini düşündüğüm için seviyorum.  Haftanın 3 günü eşimle yürüyüş yapıp enerji depoluyorum. Kitaplarımdan bazılarını açıp altını çizdiğim güzel sözleri okumayı da ihmal etmem.

SON OLARAK TEKDEN GRUP OLARAK YAKIN ZAMANDA HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Tekden Grup Yönetim Kurulu Başkanı Op.Dr.Kemal TEKDEN bugüne kadar hayalini kurduğu her projesini layıkıyla hayata geçirmiştir. Şuan kendisinin üzerinde önemle durduğu konu bildiğiniz gibi Kemal Bey, Türkiye Üstün Zekâlı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı (TÜZDEV) ‘in Genel Başkanlığını yapıyor. Şuan en yakın hedefimiz İstanbul, Ankara ve Kayseri’de aktif olarak hizmet veren TÜZDEV’in Denizli’ye de bir şubesini açmak. Vakfımız Türkiye’de genellikle ihmal edilen üstün zekalı ve dahi çocukların eğitimi, tanınması ve onların ülkemiz için yararlı olması için kurulmuş bir vakıftır, Türkiye’de çok büyük bir yapılanma içerisindeyiz. Şubeler açıyoruz ve aynı zamanda da temsilcilikler veriyoruz. İnşallah Milli Eğitimimiz ile valiliklerimiz ile ortak bir çalışma yapma gayreti içerisindeyiz. TÜZDEV çalışmalarından sonra yine İstanbul ve Kayseri’de kendini ispatlamış TEKDEN Kolejleri’ni Denizli’de de devam ettirmek istiyoruz. Çünkü Denizli’nin nitelikli eğitime ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. İnşallah çok yakın zamanda Tekden Koleji Denizli’de çalışmalarına başlayacaktır.

Editör: TE Bilişim