47 STK vakıf ve dernek temsilcisi buluşarak Ortak Akıl adı altında platform kurdu. “Ortak kararımız Türkiye’nin istikrarıdır” açıklamasında bulunan platform üyeleri, “Türkiye’yi IMF ve emperyal güçlere muhtaç edenlerle, milletin seçtiklerine darbe yapmaya kalkanların aynı odağın mensubu olduğunu artık biliyoruz” diyerek “Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kara günleri geri getirmek isteyenlere sessiz kalmayacağız” mesajı verdiler.

 47 Kuruluş “Yeniden Büyük Türkiye hedefine hiç olmadığı kadar yakın olduğumuzu düşünüyoruz” dedi. Çeşitli sivil toplum kuruluşu, vakıf ve derneklerin içinde bulunduğu Ortak akıl platformu üyeleri bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Denizli İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (DENİMDER) binasında yapılan basın açıklamasında, platform üyelerinin büyük bir kısmı hazır bulundu. 47 temsilcinin içinde bulunduğu Platform adına basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Denizli İl Temsilcisi Osman Tavşan, “Ortak kararımız; Türkiye’nin istikrarıdır” vurgusu yaptı.

Türkiye’nin tarihsel süreci ile ilgili bilgiler aktararak açıklamasına başlayan Tavşan, “Vesayet zeminlerine, darbe(ci)lere, yasaklara ve “kutsal devlet” yalanına; milletin egemenliğinin elinden alınması, istiklalinin riske atılması, tehditlere, tertiplere maruz bırakılması için hayata geçirildiğini görerek milletimizle birlikte gerekli cevabı verdik. Menderes’in 1946’da “Yeter Söz Milletindir”  itirazıyla başlattığı “vesayeti ifşa ve imha” yolculuğunun, son dönemde gerçekleştirilen sessiz devrimlerle “Artık Söz Sadece Milletindir” sonucuyla taçlanmasının paydaşı olduk. Milletimizin bununla yetinmeyip “Yeniden Büyük Türkiye’yi inşa” ve “Adil Bir Dünya” hedefleriyle yeni ufuklara doğru yol alacağına inanıyoruz.. Merhum Turgut Özal’a yaşatılanları, 54. Hükümetin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’a 28 Şubat’ın kirli kararları üzerinden dayatılanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Sivil iradeyi işlevsiz hale getirmek, millet iradesini yok etmek için kurulan tezgahlara, hazırlanan kumpaslara bir daha düşmeyeceğiz, bir daha asla izin vermeyeceğiz.

SİVİL SİYASİ İRADEYE DESTEĞİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

“Türkiye’yi IMF ve emperyal güçlere muhtaç edenler ile milletin sesini ve medeniyetimizin sözünü yükseltenlere darbeye yeltenenlerin aynı odağın mensubu olduğunu artık biliyoruz” diyerek açıklamasını sürdüren Tavşan, “Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kara günleri geri getirmek isteyenlere sessiz kalmayacağız. Bu idrakle; 27 Nisan’da e-muhtıra üzerinden gerçekleştirilen vesayet kalkışmasına karşı dik duranların yanında olacağız. Dışarıda yazılıp içeride sahneye konmak istenen gezi kalkışması senaryosuna bütün sahneleri kapatan kararlı her duruşun arkasında duracağız. “Vesayete imkan yok; darbe fırsatı oluşturalım” hezeyanıyla okyanus ötesinden planlanan 17-25 Aralık darbe girişimlerini püskürtenleri, bu girişimlerin faili paralel tetikçilere hadlerini bildirenleri yalnız bırakmayacağız. Mütedeyyin Kürt kardeşlerimizi sindirme ve çözüm sürecini bitirme amacıyla 6-8 Ekim’de Kobani bahanesiyle sahaya sürülen “Beyaz Türk-Beyaz Kürt” işbirliğini çökerten sivil siyasi iradeye desteğimizi sürdüreceğiz” dedi.  

 İSTİKRAR VURGUSU YAPILDI

İstikrar sürecinin devam etmesinden yana olduklarını da açıklayan Tavşan, “Siyasi ve ekonomik istikrarın devletler açısından, varlıklarının devamı güçlerinin artması noktasında temel parametre olduğunu düşünüyoruz. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın“makus talih”olarak pazarlandığı, özgürlüklerin risk olarak algılandığı, ötekileştirmenin zirve yaptığı, dışa bağımlı, ekonominin kısır döngüye mahkum, siyasetin cübbeli veya üniformalı vesayete mecbur bırakıldığı Türkiye fotoğrafının, artık mazide kalmasının mutluluğunu yaşıyoruz.  Siyasette, ekonomide istikrar sağlayamayan ve dış politikada kararlı duruş ortaya koyamayan ülkelerin içine düştüğü durumu yakından gözlüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da yaşananların vatandaşlarına ödettiği ağır bedelleri takip ediyoruz. İnsanlarına vatandaşı olmanın onurunu yaşatan bugünün Türkiye’sinin, öncelikle son on yıllık süreçte devam eden siyasi ve ekonomik istikrarın sonucu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. İstikrarını sürdüren Türkiye’nin; sadece kendi ülkemiz ve milletimiz için değil Filistin, Suriye, Bosna, Kosova, Makedonya, Somali, Myanmar, Arakan, Doğu Türkistan ve medeniyet paydaşımız bütün ülkeler için, merhamet ve adalet bekleyen dünya mazlumları için de büyük bir güvence olduğuna inanıyoruz” ifadesini kullandı.  

YENİ ANAYASA KONUSUNDA KARARLI OLACAĞIZ

 Medeniyet havzamızla birlikte insanlığın da adalet ve merhamet beklentilerinin umut ülkesi “Yeniden Büyük Türkiye” hedefine hiç olmadığı kadar yakın olduğumuzu düşünüyoruz. Bu nedenle, eski Türkiye hayali kuranlara, etnik kimlik siyaseti yapanlara, milleti ve değerlerini yok sayanlara, yok etmeyi planlayanlara itibar etmeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın hayata geçmesine, ötekileştirme zihniyetinin bütünüyle sona ermesine, bin yıllık kardeşliğin pekişmesine, Çanakkale Ruhu’nun yeniden tesisine imkan sağlayacak Çözüm Sürecine milletimizle birlikte destek olacağız. Etnik kimlik, din, dil ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın Türkiye’yi, bütün vatandaşlarımızın öz vatanı, öz yurdu, ortak mirası kabul ediyoruz. Bu çerçevede, demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında Türkiye’yi zirveye taşıma iradesinin yanında yer alacağız. Yeni Anayasa’yı Yeniden Büyük Türkiye’nin önsözü ve yol haritası olarak görüyoruz. Bu anlayışla sivil, özgürlükçü, demokratik Yeni Anayasa konusunda kararlı olacağız. Yeniden Büyük Türkiye için koalisyonlara “hayır”, seçmenlerin koalisyonuna dayalı hükümete “evet” diyoruz. Medeniyet paydaşlarımızla güçlü ilişkiler kurmaya “evet”, medeniyet havzamızdaki mazlumlara sırt dönmeye “hayır” diyoruz.  

Editör: TE Bilişim