Sınıflar öğretmene, sorunlar çözüme kavuşturulmalıdır

 

2014-2015 eğitim-öğretim yılı, öğrencilerimizin çalışma ve özverilerinin karşılığını görecekleri karne heyecanıyla sona ererken, öğretmenlerimiz, fedakârca çalışmalarının sonunda yenilenme ve taze bir başlangıç için dinlenme ve biriktirme dönemine giriyor. Eğitim, bire bir insan ilişkilerine dayanması bakımından hassas, o ölçüde yorucu lakin ülkenin geleceğini yoğurduğu için de kutlu bir çabadır. Yorgunluk, her türlü gayretin, bize ve tüm topluma bilgi, ahlâk, erdem ve elbette başarı olarak dönmesiyle yerini huzura, sevince bırakacaktır. İçten bir tebessüm, zarif bir davranış, ince anlayış, eğitim camiasının emektarları için kazanılmış gerçek ödül olur her zaman. Toplum akılla, irfanla, aşkla, sevgiyle mayalanır. Arzuladığımız erdemli topluma ulaşmada sağlanan her bir katkı, her bir katılım bizim onurumuzdur. Kırıcı, incitici olmamak, her daim yapıcı, onarıcı olmak maarif davasının asgari ahlâki ilkeleridir.

Anlam dünyamızda bir çözülmeye izin vermeden, inşa ve ihya edici mücadeleyi fert ve millet olarak sürdürmek, büyümenin tek meşru yolu olan üretmek hem dini hem ahlaki hem de milli bir ödevdir.

Eğitim-öğretim alanında olumlu bazı adımların atılmasıyla birlikte eğitimin ve eğitim çalışanlarının birçok sorunu çözüm beklemektedir. Yeni döneme kadar, 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararların uygulanması başta olmak üzere, “Genel Yetkili” sendika olarak, eğitim çalışanlarının huzuru ve istihdamı, milletimizin geleceği ve ülkemizin nitelikli bir eğitim sistemine kavuşması için aşağıdaki sorunların çözümünü istiyoruz.

 

Karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir

Birçok Avrupa ülkesinde sorgulanan karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine, demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır.

 

Kamu görevlilerine kılık-kıyafet dayatma uygulamasından vazgeçilmelidir

Yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinliklerden sonra başlattığı, kamuoyu desteğini ortaya koyması bakımından bir ilk olan kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin imza ve sonrasında ortaya koyduğu sivil itaatsizlik eylemi neticesinde kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatmasına son verilmiş, kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık ve kıyafet dayatmasının kaldırılması son derece önemli bir adım olmuş ve bir yasak daha tarihe karışmıştır. Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan erkek kamu görevlilerine de kılık ve kıyafet dayatmasından bir an evvel vazgeçilmelidir.

 

Öğretmen ataması, ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalıdır

Demografik veriler ilköğretim çağındaki nüfusta artışın durduğunu ortaya koysa da halen mevcut norm kadro esaslarına göre 128 bin öğretmen açığı bulunmaktadır. Ağustos ayında 47 bin öğretmen ataması yapılacak olsa bu sayının ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu açıktır. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan, okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bunun nedenle, öğretmen atamasının, ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılması için imkânlar zorlanmalıdır.

 

Şûra kararları bir an evvel uygulanmalıdır

Alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlere 4 yıla bir yıpranma payı verilmesi, Osmanlı Türkçesinin Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması, ortaokullarda 5, 6 ve 7. sınıflarda birer saat rehberlik dersinin konulması başta olmak üzere, 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan tüm kararlar hayata geçirilmelidir.

 

Müfredat değiştirilmelidir

4+4+4 eğitim sisteminin başarıya ulaşması için müfredatta temel değişiklikler yapılmalı ve insanımızın sahip olduğu ahlaki ve toplumsal değerler, müfredatın yeniden belirlenmesi noktasında öncelikle göz önüne alınmalıdır.

Sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim de dâhil, eğitim ve öğretimin her kademesinde demokrasilerde ve çoğulcu bir yapıda olmaması gereken ve gerçekte herhangi bir etki de oluşturmayan ideolojik endoktrinasyonun sona erdirilmesini amaçlayan çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir müfredat değişikliği elzemdir.

Öğrencilerimizin, özgüvene sahip, dürüst ve güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri gelişmiş, inisiyatif alabilen, rekabetçi, girişken ve iş birliğine açık, toplumun sorunlarına duyarlı, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer veren, toplumsal değerlerinin farkına varan ve buna sahip çıkan, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı insanlar olarak yetiştirilmesi yeni müfredatın temel felsefesi olmalıdır.

 

Nöbet görevine ücret

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında, diğer kurumlarda olduğu gibi, nöbet görevine ücret verilmelidir. 2012-2013 yılı toplu sözleşme masasına da taşıdığımız, ‘Eğitim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerce fiilen yerine getirilen nöbet görevi karşılığında, nöbet tutulan her gün için ek ders ücreti ödenmesi’ talebimiz karşılanmalı, gerçekleştirdiğimiz imza kampanyası sonucunda toplanan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e teslim ettiğimiz 350 bin imzanın gereği yapılmalıdır.

Ayrıca, ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan ve uzun zaman geçmesine rağmen hâlâ değiştirilmeyen hükümler gözden geçirilmeli; öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları sorunu çözüme kavuşturulmalıdır. Ek ders birim ücreti, iki katına çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.

 

Sınav görev ücretlerindeki adaletsizlik giderilmelidir

6528 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen ek 1. maddenin birinci fıkrası hükmü gereğince, (merkezi olsun ya da olmasın) Bakanlıkça yapılan bütün sınavlarda görev alanlara ödenecek ücretin, 18.01.2012 tarihli ve 2012/2723 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sınav Ücretlerine İlişkin Usul ve Esaslarda öngörülen ücretlerden az olmamak üzere belirlenerek sınav ücretleri arasındaki adaletsizlik giderilmelidir.

Editör: TE Bilişim