Almanya’da 30 yıl yüzme öğretmenliği ve eğitim danışmanlığı yaptıktan sonra emekli olan Kıymet Köse Kummer (69), 2016 yılında eşiyle birlikte Muğla’da bir ev tutup Türkiye’ye geldi. 4 Temmuz 2016 tarihinde uykudan uyanan Kummer, vücudunda dayanılmaz bir ağrı hissetti. Hemen hastaneye giden Kummer’e, Guillain-Barre teşhisi konuldu. Parmaklarını bile oynatamayan Kıymet Köse Kummer için ailesi ve oyuncu olan kız kardeşi Nursel Köse, hastane araştırmaya başladı. Yapılan kısa araştırmanın ardından aile, Denizli’nin Pamukkale ilçesinde bulunan Nobel Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni keşfetti. Ailesi tarafından tıp merkezine getirilen Kummer’e hemen özel bir tedavi paketi uygulandı. Yaklaşık 3 yıl süren zorlu sürecin ardından, inanılmaz bir değişim yaşayan Kummer, artık şarkılar söylüyor, etrafına enerji saçıyor.

“Çok üzüldüm”
Yaşadığı zorlu süreci anlatan Kıymet Köse Kummer, “Öğretmen emeklisiyim. 30 yıl Almanya’da yaşadım. Aynı zamanda yüzme öğretmeniydim. Emekli olduktan sonra, Muğla’bir köye yerleştik. 2016 yılında bir sabah kalktığımda vücudumda korkunç bir ağrı hissettim. Eşim beni hastaneye götürdü. Serum bittikten sonra kalkmak istedim ama mümkün olmadı. Orada bir şey yapamayacaklarını söylediler. Ardından Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittim. Nöroloji bölümünde hastalığımın Guillain-Barre olduğunu tespit ettiler. Çok zor bir hastalık. Her türü bulaşabiliyor. Bu hastalığın tedavisinin çok uzun zaman alacağını söylediler. Çok üzüldüm. Virüsü 7 haftada temizlediler. Bana çok iyi bir fizik tedavi merkezinde tedavi almam gerektiği söylendi. Ailem araştırmaya başladı. İki kız kardeşim Almanya’ya gittiler. Benim hayatımı kurtaran kız kardeşim oyuncu Nursel Köse. Paramparça dizisinde Keriman’ı oynadı. Onlar Nobel Tıp Merkezi’ni bize keşfettiler” dedi.

“Bir sene dümdüz yattım”
Bir sene dümdüz yattığını hatırlatan Kummer “Sedyeyle beni hastaneye getiriyorlardı. Ben kuyulara düşmüş ve mutsuzdum. Tedavilerim başladı. Sabahleyin yüzmeye gidiyorum, su içinde terapi yaptılar. Ardından çamur banyosu. Buranın çamuru, ‘Kırmızı su’ dünyada bir tane. Çamuru da, suyu da şifa. Birebir terapistlerim ilgilendiler. Elektromanyetik tedavi, robot tedavisi yaptılar. Tam 4 yıl bıkmadan usanmadan tedavi oldum. Bir yılını yatalak, 3 yılını dolu dolu yaşadım. Buraya gelen insanlarla kucaklaştım. Ben o çaresizliği yaşadım. Burayı benim kız kardeşlerim buldular. Günay ve Nursel’e minnettarım. En büyük şansım burada bir otel olması. Nobel Tıp Merkezi benim ailem oldu” diye konuştu.

“Rehabilitasyon çok önemli”
Rehabilitasyonun çok önemli olduğunu ifade eden Kıymet Köse Kummer, “Size gösterdikleri sevgi, ayaklarınızı yerden kesmeleri çok önemli, kucaklamaları, öpmeleri, ‘iyi olacaksın’ demeleri çok önemli. Tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. Ben yaşamı çok seviyorum. Tüm insanları çok seviyorum. Din, dıl, ırk ayrımı olmaksızın seviyorum. Ben herkesi kucaklarım. Severken insan ayrılmaz. Ben parmağımı oynatamıyordum. İnsan isterse kanseri yeniyor. Ben Ekim ayında buraya veda ettim, herkes ağladı. Onların emeklerini ortaya koyan, 20 kıtalık şiir yazdım. Tekrar geleceğimi biliyorlardı. Geldiğimde beni hepsi karşıladı” şeklinde konuştu.
Pamukkale’nin geçmişinin medeniyet beşiği olduğunu söyleyen Kummer, “Bir çok uygarlıkların yaşadığı, Roma dönemine ait hamamlar, tedavi merkezleri, sıcak suların bulunduğu bir yer. Bana Almanya’da Pamukkale’nin ‘Kırmızı suyu’nu herkes soruyor. İnanamadım. Şu anda çok iyiyim. Buranın bana verdiği sistemi hiç ihmal etmedim. İnsanlar sağlığının değerini bilsinler. En büyük varlık sağlık” dedi.

"2 bin yıllık tarihi olan Pamukkale bu konuda çok şanslı"
Hastanın iyileşme sürecinden bahseden Nobel Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Selcen Güre Özkara, “Kendinin azmi, bize inanması, kendine inanması ve sabırla yürütülen sürecin sonunda, hareketsiz gelen hastamız 10-15 metreyi kendi imkanlarıyla adım atarak yürüyor. Adeta mumya gibi buraya gelmesine rağmen fonksiyonelleri tekrar kazandı. Almanya’da ki doktorları bunu nasıl başardıklarını sormuşlar. Yeniden rehabilitasyona ara ara devam edecek. Bize inanıp güvendiği için biz mutluyuz ama en büyük teşekkürü kendisi hak ediyor. Adım adım geliştirilmiş bir rehabilitasyon programı uygulandı. 3 ayın sonunda su içi egzersizleri başladı. Yaklaşık 5-6 ay sonra robotik tedavilere başlandı. Birebir terapiler, su için egzersizleri, masaj, çamur, manyetik alan tedavileri uygulandı. Elektro terapiler ile hepsi birlikte kendisine sunuldu. Yavaş belki ama yüz güldüren bir tedavi oldu” diye konuştu.
Yaklaşık 2 bin yıllık tarihi olan Pamukkale’nin bu konuda çok şanslı olduğunu ifade eden Güre, “Bu bir zenginlik. Doğal kaynaklardan faydalanıyorsunuz. Modern tıp ile klasik tedavileri birleştiriyoruz. Doğal çamuru olsun, kaplıca suyu olsun çok eski çağlardan beri bilinen şifa kaynakları. Biraz daha farklı yöntemleri ve cihazları ekleyince yüz güldüren neticeler çıkıyor. Sadece felçli hastalar değil, çok fazla alana hitap ediyor. Klasik kireçlenmeler, eklem ağrıları, ameliyat öncesi, ameliyat sonrası fonksiyonların tekrar kazanılması gibi çok geniş alana hitap ediyor” ifadelerini kullandı.
Tedavinin ardından etrafına gülücükler saçan Kıymet Köse Kummer artık şarkılar söylüyor. Merkezde tedavi gören diğer hastalar ile yakından ilgilenen Kummer, tek başına yardım almadan yüzebiliyor. Kummer’in şarkı söylemesinin ardından merkezde çalışanlar kendisine alkışlarla destek veriyor.

Editör: TE Bilişim