“Bir haftada beş kilo ver!”, “Üç günde ödemden kurtul!” gibi başlıklar her yerde karşımıza çıkıyor.
Peki bu kadar kısa sürede değişim gerçekten mümkün mü? Evet, belki tartıda birkaç kilo oynayabilir ama bu, kalıcı bir değişim anlamına gelmez.
Beslenme; kısa bir yarış değil, uzun soluklu bir yolculuktur.
Kısa süreli şok diyetler, vücudu hızla zayıflatır gibi görünse de aslında kas kaybına, yorgunluğa ve metabolizma yavaşlamasına neden olur. Bu da çoğu zaman “verilen kiloların fazlasıyla geri alınması” sonucunu doğurur.
Yani aslında hızlı kilo kaybı, bir süre sonra daha fazla kilo artışıyla geri döner.
Bir başka önemli nokta da psikolojik etkisidir.
Sürekli kısıtlayıcı diyetler yapan biri, bir süre sonra “yine yapamadım” hissine kapılır. Bu durum, motivasyonu düşürür ve yeme davranışını olumsuz etkiler.
Oysa denge kurmak hem beden hem zihin için çok daha sürdürülebilir bir yoldur.
Diyet, aslında sadece yemek listesi değildir.
Nasıl beslendiğinizi, ne kadar su içtiğinizi, ne kadar uyuduğunuzu ve nasıl hissettiğinizi kapsar. Yani sağlıklı beslenme bir “yasak listesi” değil; sizin yaşam tarzınıza, alışkanlıklarınıza ve ihtiyaçlarınıza uygun bir denge planıdır.
Unutmayın; amaç kısa sürede zayıflamak değil, uzun vadede sağlıklı kalabilmektir.
Gerçek başarı, tartıda değil, sürdürebildiğiniz alışkanlıklarda gizlidir. 🌿
Sevgiyle ve dengeyle…