Fobiler Ve Bilinçaltı Terapiyle Dönüşüm

Esin Aysan Pişik | Yaşam Koçu, Bilinçaltı & Regresyon Terapisti

Abone Ol

Kimi zaman küçük bir örümcek, kimi zaman kapalı bir alan ya da uçağın kalkış sesi…

Fobiler, mantıkla açıklayamadığımız ama bedensel olarak güçlü tepkiler verdiğimiz korku türleridir. Aslında bu korkular, zihnimizin bilinçli kısmından değil, çok daha derinlerde saklı olan bilinçaltı kayıtlarımızdan beslenir. Bilinçaltı, geçmiş deneyimlerimizi, çocuklukta duyduğumuz sözleri ve bastırılmış duyguları adeta bir arşiv gibi saklar. Ve o kayıtlar, bazen bir tetikleyiciyle birlikte gün yüzüne çıkar. İşte o an, kişi kendini kontrol edemediği bir korkunun içinde bulur.

Bilinçaltı terapi, bu kayıtlı korkuların kökenine inerek, onları yeniden programlamayı hedefler.

Bir fobi, çoğu zaman geçmişte yaşanmış bir travmatik anıya veya çocuklukta modellenen bir korku tepkisine dayanır.

Örneğin, çocukken bir köpeğin havlamasıyla irkilen bir çocuk, o anın korkusunu bilinçaltında “köpek = tehlike” olarak kodlar. Yıllar sonra bu kod aktif hale geldiğinde, kişi hiçbir tehdit olmamasına rağmen yoğun panik yaşayabilir.

Bilinçaltı terapi teknikleri —örneğin regresyon, imajinasyon çalışmaları, hipnotik gevşeme ya da duygu boşaltım yöntemleri— kişinin o ana yeniden güvenli bir şekilde dönmesini sağlar. Danışan, olayı yetişkin bilinciyle yeniden deneyimleyip, korkunun altında yatan duyguyu dönüştürdüğünde, bilinçaltı kayıt da yeniden yazılır.

Korku, artık sadece bir anı haline gelir; duygusal yükünü kaybeder. Bu süreçte kişi fark eder ki, korktuğu şey dış dünyada değil, iç dünyasında taşıdığı eski bir hatıranın enerjisindedir. Bilinçaltı terapi, işte bu enerjiyi nötrleştirir.

Fobilerden özgürleşmek, sadece bir korkuyu yenmek değildir; aynı zamanda kendine güveni, yaşam alanını ve özgürlük hissini geri kazanmaktır.

Bilinçaltı terapi, kişiyi korkusundan kaçmaya değil, onu anlamaya ve dönüştürmeye davet eder. Çünkü bilinçaltında çözülmeyen her korku, bizi farkında olmadan sınırlar. Ama dönüştürülen her korku, bizi daha güçlü, daha bilinçli ve daha özgür bir benliğe taşır.

Unutmayın: Korkunun kökünde çoğu zaman sadece sevgiyle görülmeyi bekleyen küçük bir versiyonumuz vardır.

Ona ulaşabildiğimizde, korku yerini huzura ve güvene bırakır.

Sağlıcakla, huzurla kalın…