TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Hale Güllü yaptığı yazılı açıklamada şu konulara değindi;

21 yıl önce; 17 Ağustos 1999 tarihinde saat 03:02`de Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğünde, hatırlanması dahi acı veren, yürek yakan, İzmit`te, Adapazarı`nda, Gölcükte, Yalova`da ve İstanbul`da binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, kentlerimizin harap olmasına neden olan büyük Marmara Depremini yaşadık. Deprem sırasında ve sonrasında yaşanan çaresizliği, bir doğa olayı olan depremin bir afete nasıl dönüştüğünü gördük.

Depremin ağır sonuçlarının, 1999 yılında yaşanan Marmara ve Düzce depremlerinde görülmesine rağmen, geçen 21 yıl içerisinde geçmişte yaşanan acı olaylardan ders çıkarıldığı ve meydana gelecek depremlere ve afetlere ülke olarak hazır olduğumuz söylenemez.

Kamuoyunca açıkça fark edildiği ve dile getirildiği gibi, 1999 Marmara Depreminden sonra adeta yeniden keşfedilen mühendislik dallarından biri Jeofizik Mühendisliğidir. Yönetmeliklerde mesleğimiz yeterince yer almamasına karşılık deprem, heyelan v.b. gibi doğal afetlerde zararın en aza indirilmesinde Jeofizik Mühendisliğinin vazgeçilmez olduğunun bilincine varılması yaşamsal önemde toplum yararınadır.

Deprem ve afette en önemli konulardan biri, zeminin özelliklerinin ve yeraltı yapısının iyi bilinmesidir. Zemin Özelliklerinin belirlenmesinde en önemli bilim dallarından birisi Jeofizik Mühendisliğidir. Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Bu parametreler Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır.

Deprem; yeryüzü üzerinde bulunan tüm yapıların hasar görüp, can ve mal kaybına uğrayacak şekilde yıkabileceğini gösteren bir doğa olayıdır. Deprem dalgalarının nasıl yayıldığını, ölçü aletlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve depremle ilgili tüm konuları inceleyen sismoloji, jeofiziğin alt bilim dalıdır.

Devletin, doğa olaylarının yol açtığı can ve mal kayıplarının afete dönüşmemesini sağlayacak her türlü tedbirleri almak Anayasa ile belirlenmiş görevidir. Deprem sonrası yaşanan acı olaylardan ders alınmalı aynı acıların yaşanmaması için zemin etütleri konusunda merkezi ve yerel yönetimler yeterli duyarlılığı göstermeli, binaların dinamik zemin koşullarının uygun olduğu yerlerde yapılmalı ve kamusal denetim etkinleştirilmelidir. Yerel idarelerde zemin etüt raporlarının kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde denetim amacıyla Jeofizik Mühendisi istihdamı zorunlu hale getirilmelidir.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak; Ülkemizin dünyanın en etkin deprem kuşaklarında yer aldığını, fay hatlarının geçmişte birçok yıkıcı depremlere neden olduğunu, gelecekte de meydana gelecek depremlerle can ve mal kaybının olacağı gerçeğini, ülkemiz "DEPREM GERÇEĞİNİ" unutmayacağız, unutturmayacağız.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Editör: TE Bilişim