Malum her yıl bu günlerde sevgili ve sevgililer günü, yerli yersiz, gündemimizi oldukça meşgul etmekte. Nerede ise bu günün hediyeler alarak karşımızdaki insanın egosunu okşamaktan başka bir anlam taşımadığı göz önüne serilmekte. Fakat sevginin aslında tamamen bir emek işi olduğu biraz göz ardı edilmekte…

Bugün ben iki çiftin birbirine olan sevgisinden ziyade, çocuklara olan o masumane sevgiden ve daha ziyade birazda sevgi adına yapılan yanlışlardan bahsetmek istiyorum. Kuşkusuz ki çocuklarımız bizler için en değerli varlıklar, onlar bizim göz bebeklerimiz. Çoğu zaman adeta yaşama sevincimiz, bizlere can veren hayat damarlarımızdan en başta gelenleri olduğunu hiç birimiz inkâr edemeyiz. Bu çocukların illa ki kendi çocuklarımız olmasına da gerek yok. Sokakta dolaşırken bile, minik bir çocuk gördüğümüzde, o yüzümüzdeki ifadenin değiştiğini, içimizi adeta bir huzurun kapladığına çoğu zaman sizler de şahit olmuşsunuzdur…

Bu arada çocuk yetiştirmenin ne kadar zor ve aynı zamanda da çok kutsal bir sorumluluk olduğunu da hiç birimiz göz ardı edemeyiz. Çocuk yetiştirmek hem çok fazla sorumluluk ve özveri istemekte, hem de bir o kadarda insana keyifli zamanlar da armağan etmekte…

Yalnız öyle hassas bir denge mevcut ki, bazen o denge sağlanamaz ise o keyifli olması arzu edilen anlar birer işkenceye de dönüşebilmekte…

Öncelikle çocuk yetiştirmeye çalışan anne baba, çocuklarının anne ve babası olduklarını hiçbir zaman unutmamalı. Arkadaş gibi olacağız derken, o dozajı kaçırmamalı çok iyi ayarlamalılar. Tabii ki birlikte oyunlar oynamalı, onlarla kaliteli zaman geçirmeliler ama bu arada çocukların her istediklerini yerine getirerek, doyumsuz birer birey yaratmamaya da özen göstermeliler…

Sorumluluk duygusunu geliştirmek adına, basit ev işlerinde onlardan yardım istemeli, hatta çocuklar yaşlarına göre tercih sunularak, bazı işlerde görevlendirilerek sorumluluk verilmeli. Bunlar kendi kişisel işleri dışında, ailenin bütününü ilgilendiren ev işleri gibi ortak işler olmalı…

Hatırlatmak istediğim bir başka konu ise, çocuklarımıza olan hitap şeklimiz. Son zamanlarda, aşkım, sevgilim, hayatım gibi daha çok karşı cins sevgisinde kullanılan sevgi diliyle çocuklara seslenildiğine şahit oluyoruz. Bunun da oldukça yanlış olduğunu, çocuklarda kafa karışıklığına yol açacağını bilmeli ve hitap kelimelerimizi bilerek özenle seçmeliyiz… 

En kaliteli en pahalı şeylerle çocuklarınızı donatabilirsiniz ama onlara yeteri kadar zaman ayırıp onlarla kaliteli vakit geçirmiyor ve birlikte oyunlar oynamıyorsanız, onları gerçekten gönülden kucaklamıyorsanız, telafisi olmayan yanlışlar yapıyorsunuz demektir, benden uyarması…

İnanın o geçmez gibi görünen zaman öyle hızlı geçiyor ve o minicik çocuklar öylesi süratle birer yetişkin oluyorlar ki, siz de şaşırıp kalıyorsunuz. Tabii ki bu fırsat elinde olan henüz kaçırmamış olanlar için söylemlerim. Kaçırdığını düşünenler ise, çevrelerinde yeni çocuk yetiştirenlere rehberlik edebilirler belki de, ne dersiniz?

Bu düşünce ve duygularla, sevginin en masum hali çocukça olan sevgiyi gönüllerde her daim yaşatmak dileğiyle, her birinizin sevgililer gününü gönülden kutluyorum…

SEVGİ İLE HOŞÇAKALIN

 ZELİYHA ÇINAR