Denizlim benim güzel Denizlim.. Dinamikleri kültürü ile güzel Denizlim..

O kadar bilgi kirliliği ile zehirleniyorki bu şehir.

Giderek itibarını kaybeden..

Bilgiden,sorgulamadan, analiz etmekten uzaklaşan yeni nesil bir gazetecilik sektörü türedi.

Bu yazsa ne yazmasa ne olur..

Her kafadan oturmuş klavye başına

Bu insanlar katılınca, yazınca adı özgür gazetecilik

örneği mi olacak?

Biri çaycı diğeri çorbacı olur o kadar . Hele ki dibine kadar siyasallaşmış Bu tipler..

Gazetecilikten çok parti kalemşörlüğüne soyunmuş isimler. Şimdi bunlar yazdığı zaman özgür ve özgün meslek mi icra edilmiş olacak?

Bu tabi ki ağababaların tercihi.

Yıllardır bir çok lider, siyasinin denizli gezilerine mitinglerine hepsini de birebir seçim otobüslerinde takip etmişimdir.

Elbet o süreç gazetecilerinin şimdikiler gibi taraftarlığı olmuştu.

Ama şimdiki gibi değil ulusal duzeydekilerin bir de yerel çıkmaları da türemiştir.

Ama hiç bir süreç bu dönem ki kadar rayından çıkmadı.

Bunu meslek adına söylüyorum.

Kurumlarda, liyakat birikim gibi kavramlar dahada ucuzlamıştır.

Büyük medya yapıları tek sermaye kontrolüyle ya kalkan, ya bir savaş aracına dönmüştür.

Bu iktidar cephesi içinde böyle..

Muhalefet cephesi içinde..

Sürekli bir taraflar. Hepsi birbirini ötekileştiriyor. Güven itibar hak getire.

Medyaların ekonomik özgürlükleri de yoksa geçmiş olsun.

Elbet yapıların en önemli gelir kaynağı reklam.

Her platformda dile getiriyor ve söylüyorum. 6 milyar dolarlık ihracat potansiyeli olan Denizli'de toplam yıllık reklam bütçesi toplasan 10 milyon lirayı geçmez. Bu beyefendiler bu bütçesinin yüzde 80 nice sosyal medya reklamlarına gider yerel basın geri kalan yüzde 20 ile avunur

Aksi taktirde de gücü doğrultusunda hep cepten yemektedir.

Ve siyasette bunu çoğu zaman kullanmaktadır.

Üstüne tek noktadan servis edilen..

Bilgi-görüntü ile de tek tip bir gazetecilik modeli ortaya çıkmıştır.

Kopyala, yapıştır, sonra ertesi gün neredeyse tüm yayınlarda aynı başlıklar.

Sonuçsa okunmayan, reytingi olmayan yayınlar.

80 milyonu aşkın ülkede bakın ne kadar gazete satılıyor.?

Ve bugün gelinen noktada bir çok alanda olduğu gibi en büyük sorumlusu siyasallaşmadır.

Ekonomi,sağlık,eğitim gibi medya'da sistematik olarak yenik düşmüştür.

Yinede umutsuz değilim..

Bir gün mutlaka bu şehir uyanacak ve , sorgulayan, analiz eden aklı selim, bilgiyi ön planda tutan, bakış açıları olanlara destek olacaktır.

Olmalı ki, toplum doğru ve yanlışı ayırt edebilsin.

Ha bu arada alınan alınabilir

Zaten ne söylesen tepki çekiyor

Adın çıkmış 9'a

İnmiyor 8’e..

Her yaşanana herkes tanıkken.

Çekildim oturdum köşede...

Parmak hesabı yapıyorum. Geceleri uyuyamıyorum kirayı nasıl ödeyeceğiz. Ayın sonu nasıl gelecek diye.

Çok ironik değil mi?

Bir yazıma okuduğu anlamayan örümcek kafalı bir yorum yapmış.

“sen malsın” diye..

Gülümsedim sadece...Kendimle barışığımdır.

Üstüme kayıtlı bir kuruşluk malım olsa alınır, salına salına gezer.

‘malımmm malımmmm’ derdim ama...!

Harbiden olsa, dükkan sizin..

Bende ki mallık herkes gibi, sadece borç hamallığı.

Gerisi vız gelir tırıs gider.

Üstlenen olsa vallahi ona ‘baba’ bile diyebilirim...!

Ama yok, beni kesin uzaylılar getirdi...

Editör: TE Bilişim