Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Servergazi Devlet Hastanesi Diyetisyeni Fatih Sert, Ramazanda hem oruç tutulan sürenin uzun olması hem de aşırı sıcakların vücutta kabızlık, şişkinlik ve gaz problemlerinin yaşanmasına neden olabildiğini, bu sorunun da aktif probiyotik kullanımı ile giderilebileceğini söyledi. Sert, Ramazan ayında fiziksel aktivitelerin de önemine dikkat çekerek iftar sonrası yarım saatlik yürüyüş gibi aktivitelerin yapılması uyarısında bulundu.

Ramazan ayında sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemli olduğunu dile getiren Diyetisyen Fatih Sert, vücudun yeni bir beslenme düzenine geçmesiyle ortaya çıkan sorunları dost bakteriler olarak adlandırılan probiyotiklerle aşmanın mümkün olduğunu belirtti. Sert: “Ramazan ayında oruç tutulan sürenin uzun olması, kimi zaman bir fakat çoğunlukla iki ana öğün şeklinde beslenme, hızlı ve kontrolsüz yeme davranışı geliştireceğinden şişkinlik, basınç hissi, gaz ve konstipasyon (kabızlık) gibi sindirim problemlerine neden olabilmektedir. Bu sorunlar hem yaşam kalitesini düşürmekte hem de besinlerin besin öğelerine ayrıştıktan sonraki evresinde emilim bozukluklarına yol açarak biyoyararlılığın azalmasına neden olur. Günlük beslenmemizde olduğu kadar Ramazan ayında da iftarımızı açarken beraber aktif probiyotiklerin aç karına alınması bu tür sorunlarla karşılaşma ihtimalimizi asgariye indirecektir. Aktif probiyotik suplementleri Lactobacillus ve Bifidobacterium türü barsak dostu ve yararlı bakteriler içermesi; barsak florasını düzenleyip sindirim ve boşaltım problemlerini önlemekte, barsak enfeksiyonlarına karşı direnç kazandırmakta, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, Ülseratif kolit ve Crohn hastalıklarının tedavisine yardımcı olmakta ve kilo kaybı konusunda ciddi katkılar sağlamaktadır. Yoğurt, kefir ve turşu gibi besinlerin içeriğinde de aktif probiyotikler bulunmakta fakat yoğurt ve kefir tüketiminin Ramazan ayında sofralarda yeteri kadar yer bulamaması, turşu gibi salamura besinlerin tuz içeriğinin fazla olması sonucu hipertansiyon  problemlerine kapı aralaması aktif probiyotiklerin takviye olarak (saşe, kapsül, tablet vb formlarda) alınmasını elzem hale getirmektedir” dedi.

Ramazan ayında fiziksel aktivitelerin azaldığına da dikkat çeken Sert, ramazanda kilo almadan ve sağlıklı bir ramazan ayının geçirilmesi için mutlaka hareket edilmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti : “Ramazanda üzerinde durulması gereken önemli hususlardın biri de fiziksel aktivitenin bu süreç içerisinde azalmasıdır. Özellikle çalışmayan bireyler, günlük enerji harcamalarını azaltmak ve zamanın bir an evvel geçmesi adına geç saatlere kadar uyumaktadır. Her türlü aktiviteden kaçınmak, oruç tutarken fazla acıkmadan rahat bir gün geçirmeyi sağlar. Buna karşılık metabolizma daha da yavaşlar. Eğer ki kilo almadan bu riskli dönem aşılmak isteniyorsa, günlük aktivite mutlaka artırılmalıdır. İftar sonrası yarım saatlik kalbi yormayacak tarzdaki (yürüyüş, bisiklete binme, yüzme gibi) bir aktivite bile sayısız fayda sağlayacaktır. Ramazanda gün boyu aç kalınacağı için yatmadan aşırı yemek yerine, sahura kalmak çok daha sağlıklı olacaktır. Sahura kalkılmadığı takdirde açlık süresi ortalama 19 - 20 saate çıkmaktadır. Bu durumda kan şekeri günün daha erken saatlerinde düşmekte, kişinin iş verimi azalmakta, iş kazası riski artmaktadır. Bu yüzden mutlaka sahura kalkılmalı ve yemek yerine; süt, çay, taze sıkılmış meyve suyu, bitki veya meyve çayı yanında, yumurta, peynir, zeytin, esmer ekmek gibi alternatiflerden oluşan kahvaltı tercih edilmelidir. Uzun bir açlık sonrası, iftara mümkünse 1 kâse çorba ile başlayarak 5 - 10 dakika kadar yemeğe ara verilmeli, ardından ana yemeklerle devam edilmelidir” diye konuştu.

 

Editör: TE Bilişim