25 KASIM, Dominik Cumhuriyeti'nde,Salcedo'da Ojo de Agua adlı köyde doğmuş  Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden  Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin sistem tarafından katledildiği tarihtir. Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utanç gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümüdür. Mirabel kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek  Latin Amerika'daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo'ya meydan okur .Bu yüzden diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedilir ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceyle katledilirler... Önce 1981'de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım , "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü"  olarak kabul edilir. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından "25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele" günü ilan edilir.
……..
Ülkemizde ise kadın olmak ve insanca yaşayabilmek ise, maalesef  en zor mevzulardan birisi.. Çünkü kadınlarımız ve hatta minicik yaşta kız çocuklarımız şiddetin yanında sapkın tecavüzlerle karşı karşıya. Şiddet ve tecavüz konusu ise, son yıllarda küçük erkek çocukları ve hayvanlara kadar ulaştığı için artık ne kadınlar, ne kız çocukları, ne erkek çocukları ne de hayvanlar kendini güvende hissetmiyor.
Her gün bir yerlerde kadınlarımız, çocuklarımız ve ağzı dili söylemeyen masum hayvancıklar bu tehlikelerle karşı karşıya.
Kadına şiddet ve tecavüz olayına geri dönecek olursak, bunun içine küçük yaşta babası yaşındakilerle zorla evlendirilip ömür boyu tecavüz kabusunu yaşamaktan tutun da, fiziksel ve sözlü taciz, kadın üzerinde her konuda baskı uygulama, cinayet ve hatta sosyal paylaşım sitelerinden çirkin tacizlere kadar hepsi giriyor..
Kendi sapkın ve psikopat düşüncelerinin esiri olan bir takım yaratıklar, son zamanlarda sosyal paylaşım sitelerinde beğendikleri kadınların resimlerini kopyalayıp sapık sitelerde paylaşmaya ve çirkin düşüncelerini bu şekilde tatmin etme yolundalar. Ve tüm bunlara ne yazıktır ki “dur” deyip hak ettikleri gerçek cezayı almalarını sağlayan bir sistem de yok..
Kadınlar olarak hepimiz bu tehlikelerle burun buruna yaşıyoruz.  
Ne yazık ki ülkemizde bu durumlar yüksek boyutlara ulaşmış durumda ve caydırıcı çözümler getirilemediği için de, bu tür yaratıklar pervasızca şiddet ve tecavüzlerini sürdürmeye devam ediyorlar.
O zaman iş başa düşüyor. Yani kadınların el ele vererek şiddet, taciz ve tecavüze karşı omuz omuza dayanışma içine girmesiyle.
Kadınlar bence artık “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için ilkesinden yola çıkarak, başkasının korumasını beklemek yerine kendi güvenliği için birlikte harekete geçmeli. Nitekim kadınların azmi ve iradesi karşısında, tecavüzcülere mağduruyla evlendiği taktirde af maddesinin gündemden geri çektirildiği gibi. 
Bu konuda çözümün eğitimde olduğu sürekli vurgulansa da, maalesef ki eğitimli insanların çoğunda da şiddete eğilim ve birebir şiddet görüntülerini görmek bence insanlık ayıbının ta kendisi olsa gerek.
Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlar istedikleri kadar okul bitirsin, insan olmayı başaramadıktan sonra, kadına şiddet ve tecavüzlerin de önü arkası kesilmez. 
Eğitimli insan bile toplumumuzda şiddete bu kadar yatkınken, kadınlar  hakları için nasıl mücadele edecek?
Evet eğitim şart ama, öncelikle insan olmayı becerebilmek her şeyden önemli sanırım.
Bir kadını tüm toplumun önünde şiddete maruz bırakan kişi, bence insanlıktan zerre kadar nasibini almamış bir yaratık olabilir..
Bu nedenle toplumun fertlerine önce insan olmayı öğretmek ve eğitimini de bu doğrultuda vermek gerek diyorum.
Unutmayalım ki erkeklik kadına vurmak değil, onu korumakla gösterilir.
Şiddet kadınların kaderi değil, cahillik göstergesinin en üst sınırıdır. 
Şiddetsiz, tacizsiz ve tecavüzsüz günler dileğiyle..          
Sağlıcakla kalın..
 
“KADINA ŞİDDET ŞİİRİ”
Önce yüreklerde sevgi kayboldu,
Sonra vicdan, merhamet..
Koruması gereken avcı,
Korunması gereken av oldu..
Tacizler, tecavüzler sıradanlaştırıldı.
Vicdanlar çürüdü, kokuştu..
Duyan kulaklar  bir bir tıkandı..
Kadın karakola gitti,
“KOCANDIR!..”
Mahkemeye çıktı,
“ YUVANDIR” denildi..
O da, birlikten başka çare yoktur anladı..
(S. Sevim SAY)