Güçlü olmak, güçlü olabilmek, kuşkusuz kişilere ve şartlara göre çok değişmekte. Bu anlamda birçok şey de bu gücü etkilemekte. Yaşadığımız o an, içinde bulunduğumuz durum ve şartlar daha ziyade bu gücü belirlemekte…

Bazen insan hiç tahmin etmediği olaylar karşısında, öyle güçlü bir duruş sergiler ki, buna kendisi bile şaşırır. Öyle bir an gelir ki yaşadığınız zor bir durum karşısında her şey bitti diye düşündüğünüz bir anda, sizi çok güçlü kılan bir yönünüzü o an keşfedebilirsiniz…

Bu anlamda özellikle kadının gücünden bahsetmek istiyorum. Henüz daha genç bir kızken annelerine bakıp hayretle onları izleyen ve bu annelerdeki olağanüstü performans karşısında şaşkınlık içinde kalan insanların oldukça fazla olduğunu biliyorum.

Fiziksel güç söz konusu olduğunda, şüphesiz ki kadın ve erkek arasında bariz bir fark söz konusudur ve her bireyde bu farkı pek de itiraz etmeden kabul eder. Fakat özel yaşantısında ince kırılgan çok naif olan bir genç kızın, öğrencilik yaşantısında özellikle o ardı arkası kesilmeyen sınavların nasıl da üstesinden geldiğine çoğu kez şahit olmuşsunuzdur. Okulunu bitirirken derece yapma istek ve performansını da göz ardı edemeyiz. Okul yaşantısını tamamlayarak çalışma hayatına atıldığındaki birçok kadının performansı ve hırsı birçok erkeği geride bıraktığını da çoğu kez görmüşüzdür. Genel olarak erkeklerde pek de rastlanmayan, duygusal zeka ve altıncı his diye de adlandırılan öngörü yeteneği, hırs ve azim bir araya geldiğinde hemcinslerine örnek olan iş hayatında bir çok başarılı kadın örneğini görmekteyiz...

Yalnızca iş hayatı değil tabii ki, spor, müzik, edebiyat ve kültürel alanlarda da çok başarılı ve topluma birçok alanda hizmet etmiş ve örnek olan kadınlarımızın başarılarını da büyük bir gururla takip etmekteyiz…

En şaşılacak performansı da galiba kadın anne olduğunda göstermektedir. Günlerce gecelerce uykusuz kalarak o içinden kopup gelen minicik canlı adeta o anneye devasa bir güç aşılamakta. Kadın, anne olduğunda ve çocukları söz konusu olduğunda özellikle o anaçlık ve koruma içgüdüsü ile o minik uysal kedi yavrusu, yırtıcı bir aslana hatta kaplana dönüşebiliyor. Hele yavrularına dair bir tehlike hissetmeye görsün. Özellikle kadın anneyken çok daha güçlüdür…

Bir de vatan söz konusu olduğunda kadınlarımız çok hem de çok güçlü olduklarını defalarca kanıtlamışlardır. Kurtuluş savaşında o vatan mücadelesinde erkekler cephede savaşırken, hiç de onlardan geri kalmamış, cepheye erzak yetiştirmek dışında, kimi zaman da sırtında mermi taşımış yeri gelmiş cephede erkeklerle omuz omuza savaşmışlardır. Bu vesileyle, Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar), Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Fatma Seher Erdem (Erzurumlu Kara Fatma) ve adlarını sayamadığım vatan aşığı birçok kadınımızı minnetle, şükranla anıyor ve rahmet diliyorum…

Her yerde her an çalışan bütün güçlü kadınlarımızın kadınlar gününü gönülden kutluyorum.

HER DAİM ÇOK GÜÇLÜ VE HOŞÇAKALIN

Zeliyha Çınar