Belki fark etmeyenler olabilir. Öncelikle Sayın Leman Sam’ın ne yazdığını bir daha hatırlayalım. Leman hanım “Benim için işid ile bıçağını masum bir hayvanın boğazına dayayan aynı duygudadır. Işid beni şaşırtmıyor”. Bu sözleri sosyal medyada görenlerden bazıları çok kızdılar ve hemen cevap yetiştirmeye başladılar, konu gazetelere bile de taşındı. Çünkü onlara göre bu sözlerde Müslüman kelimesi geçmemesine rağmen Müslümanlara hakaret vardı. Kadının ne edepsizliği kaldı ne de terbiyesizliği… Hatta savcılığa suç duyurusunda bulunmak isteyenler oldu. Bana da,“sen nasıl bu sözler doğru dersin diyenler olabilir?” Hemen bir yargıya varmayın!Olaya bir de farklı bir açıdan bakalım!
Sözler aynı olsaydı, ancak daha önce Leman hanım internet üzerinde dolaşan bir iki fotoğraf paylaşsaydı. Bu fotoğraflar da hayvancağız arka bacağından zincirle bağlanmış ve zorla kaldırılmış halde boynu yerde sürünür halde olsaydı. Kesecek kişi, o anda bıçağını hayvanın boğazına dayamış halde iken fotoğraf çekilmiş olsaydı. Bu arada hayvancağız asılı halde dakikalarca beklese idi. Sonra bir keserken ve bir de kestikten sonra fotoğraflar bir araya getirilip paylaşılsaydı. Bir başka fotoğrafta koyun kesildikten sonra, çocuğun eline bıçak verilip poz verilseydi. Bir başkasında ise hayvancağız yine arka ayağından zincirle kamyonete bağlanıp kaldırılmış ve boynunun yarısı kesilmiş halde caddelerde dolaştırılan bir fotoğraf olsaydı. Bunlardan internet üzerinde o kadar çok var ki, zannederim hayal etmekte zorlanmazsınız. Hatta video görüntüleri bile bulabilirsiniz.
Leman Hanım, bu fotoğraflardan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sayfasından da alıntı yaparak; dinimize göre “Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet verilmemelidir. Hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve kesim işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir.”deseydi. Ayrıca Peygamber efendimiz ile ilgili şu Hadis-i Şerif’i yazsaydı: “Ayağını koyunun boynuna dayamış bir halde iken bıçak bileyen bir adamın üzerine vardı.O hayvancık, gözünün ucu ile o şahsa bakıyordu.Resul-i Ekrem, o kimseye hitaben, “Bunu daha önce yapamaz mıydın?, Onu iki defa öldürmek mi diliyorsun?” buyurdu (et-Tergibve`t-Terhib c.2,s.156).
Sonunda da “sizin bu yaptıklarınızın din ile diyanetle alakası yok. Bu yaptıklarınızla işid’ten farkınız yok demiş olsaydı” yine de ona kızacak mıydınız? Ya da bunları dindar kabul ettiğiniz birisi söylemiş olsaydı, benzer tepkileri ona gösterecek miydiniz?
Bence Hayır… Peki biz ne yaptık… Vay sen bizim dinimize nasıl olur da laf edersin? deyip, kendimize göre ona gereken cevapları en sert şekilde verdik…
Asıl mesele şu: Sayın Leman Sam neden bu sözleri söyledi? Ya da geçmiş yıllarda benzer sözler neden söylendi? Kurbanda gerçekten vahşet görüntüleri veriyor muyuz? Acaba bir yerlerde bir yanlış var mı? Hiç bunları düşünen oldu mu?
Cami kürsülerinden kurbanın anlamları, güzellikleri ve faydaları anlatılıp duruluyor. Bu yıl dostlarımla kurbanın “kurbiyet” yani yakınlaşmak anlamına geldiğini paylaşmıştım. Allah’a yakın olanın, kullarına da yakın olması gerektiğini söylemiştim. O zaman bu kurban birbirimize yakınlaştırmıyor, aksine son olayda olduğu gibi birbirimizden uzaklaştırıyor, birbirimize düşman ediyorsa, kurban anlayışımızı bir daha gözden geçirmemiz lazım.
Herşeyden önemlisi; kurban bayramının bu kadar güzelliği olmasına rağmen neden bazı insanlar tarafından “vahşet” olarak algılandığını değerlendirmemiz lazım. Hatta birileri kurbanı “vahşet” olarak algılatmak istiyor olabilir. Biz buna neden ortam oluşturuyoruz? Kendimize bunu sormamız lazım.
Ancak, bu soruları sorarsak; çözüm aramaya başlarız. Bazılarının yaptıklarının Peygamber efendimizin anlattıkları ile gerçekten yakından, uzaktan alakası yok. Hatta bazıları için kurban sadece et yeme bayramı haline geldi. Hâlbuki et yemek için yılın dört gününü seçmeye de gerek yok… Ayrıca kurbanın neden var olduğunu sorgulayan da yok. Aslında iki seçeneğimiz var: Ya bu defa olduğu gibi, bize ters gelen bir şey söyleyen birisine gereken cevabı vereceğiz, ya da yanlışımızı görüp düzeltmeye çalışacağız…
Peki, biz ne yaptık? Leman Sam’a gereken cevabı vererek, Müslümanlığımız konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu cümle alemeispat ettik. Yani gelecek sene de aynı şekilde kurban kesmeye devam! Kinaye bir yana, belki de Leman hanıma bağırıp, çağırmak yerine; yaptığımız bir yanlışlığa dikkat çektiği için teşekkür etmemiz lazım. Bu manzarayı ve algıyı mutlaka değiştirmemiz lazım.
Son olarak ona ulaşır mı bilmem ama Leman Hanım’a bir öneri de bulunmak istiyorum. Konu ile ilgili röportajında “konu hakkında konuşmak istemiyorum” demiş. Ancak böyle hassas bir konuda söz söylüyorsanız, mutlaka neden söylediğinizi açıklamanız lazım. Çünkü insanlar neyi, nasıl söylediğinizden çok neden söylediğinize bakarlar. Nedeninizi siz açıklamazsanız, insanlar nedenleri kendileri üretirler. Bu olayda da birileri Leman Sam’ı ideolojik olarak bir yerlere koydular ve o söylediğine göre dine ve dindara zarar vermek için söylemiştir, onlar zaten hep öyle yaparlar” dediler. Sonunda da bence yeteri kadar sorgulamadan yorum yaptılar. Leman Sam gibi bir sanatçı nedenlerini mutlaka açıklayabilmeli, bunu da en iyi şekilde yapabileceğine inanıyorum.
Bu yazıyı görenler, “Benim için geçen hafta gündemdeki konular hakkında yazmayacağım demiştin” diyebilirler. Ben gündemdeki bir konu hakkında yazmaya özel çaba sarf etmedim. Bunun yanında ben bir konuyu yazacaktım. Gündemdeki bu konu onunla örtüştü.
Bir sonraki yazımın konusu: “insanlar ne söylediğinize, nasıl söylediğinize bakmazlar, neden söylediğinize bakarlar. Eğer nedeninize inanırlarsa, arkanızda gelirler”