Pamukkale Üniversitesi Radyasyon Onkolojisii kliniği hem cihaz hem de mekan bazında 2017 Kasım ayında yenilenerek hizmete girdi. Çalışmalarımız ve kanserli hastalarımızın tedavileri için önemli katkı sağlayacağını düşündüğümüz helikal tomoterapi cihazı TOMO HDA sistemi başhekimimiz ve rektörümüzün de destekleriyle üniversitemiz hastanesine kazandırıldı.Cihaz hakkında açıklamalarda bulunan Radyasyon Onkolojisi AD. Başkanı Prof. Dr. Bahar Baltalarlı şunları söyledi: Sistemin özellikleri ve klasik lineer akselaratörlerden farkını anlatmak gerekirse öncelikle Helikal Tomoterapi olarak bilinen konsept aslında radyoterapideki üst düzey tedavi şeklini anlatmaktadır. Bu tedaviyi yapan cihazların ismi de Hi-Art (Eski Model) ve Tomo H Serisi’dir.Tedavi yapısı ve işleyiş şekli nedeniyle helikal olarak durmadan dönerek ışınlama yapabilen, kesit kesit tarama ve tedavi yapabilen eşsiz bir sistemdir. “Tomo” kelime anlamıyla Yunanca ve Latince’de de “Kesit”anlamına gelmektedir ve konsept ismini burdan almıştır. Bu “kesit kesit tedavi” işlemi her bir kesit aralığındaki tümöre kendini odaklayarak sadece ve sadece tümörü ışınlamaya hedefleyerek adeta çok ince bir kalemle bir çok açıdan boyama yapmaya benzetilmektedir. Lineer Hızlandırıcılar ise her açıda farklı yoğunluk dozları veremezler, gördüğü tümör ve bölgenin tamamını ışınlamaya çalışan bir prensipleri vardır bu dakritik organları korumayı zorlaştırmaktadır. Tomoterapi’nin Onkoloji Hastalarına Sunduğu AvantajlarTümöre istenen dozu verirken, etrafındaki sağlam dokuları en iyi şekilde korur.Hastada oluşacak yan etkileri en aza indirir.Özellikle meme ve baş boyun tedavilerinde kişisel bakımın iyi olduğu hastalarda, çoğunlukla cilt reaksiyonları gibi yan etkiler gözlenmemektedirBeyin ışınlamalarında saçlı deriyi koruyacak şekilde tedavi planı yapılan hastalarda, saç dökülme olasılığını oldukça aza inmektedir.Vücudun farklı yerlerinde olan tümörleri ayrı ayrı ışınlamak ve en geniş alanları bölmeye gerek duymadan, kesintisiz bir şekilde ışınlama yapabilmeye olanak sağlamaktadır.Hastanın tedavi ve planlama süreleri oldukça kısa sürmektedir.Görüntü rehberliğinde tedavi uygulandığı için tümörün yeri en iyi şekilde günlük olarak 3 boyutlu olarak belirlenmekte ve tedavi en doğru şekilde uygulanmaktadır.3 boyutlu günlük gerçek Bilgisayarlı Tomografi görüntüsü kullanarak her hastaya milimetrik hassasiyet de tedaviler gerçekleştirebilmektedir.Tomoterapi ile keskin ve odaklanmış tedavi planlamaları yapılabilmektedir.Tedavi sırasında hastalar hiçbir şekilde tedavi nedeniyle bir acı duymazlar.TomoTherapy cihazında hasta konforu ön plandadır ve hasta genelikle sırt üstü rahat bir pozisyonda tedavisini gerçekleştirmektedir. Klinik Uygulamalar Açısından Bakıldığında;Tomoterapi tedavi konsepti lineer akselaratör sistemlerinin yaptığı tüm tedavileri yapmaktadır. Onun yanı sıra yaptığı tedavilerin çok daha üstün göründüğü vakalar aşağıdaki gibidir; Baş Boyun IşınlamasıMezotelyoma Işınlaması (Akciğer)Çoklu Metastaz Işınlamalarıİkincil ve Sonrası Tümör IşınlamalarıKompleks Organ Korumları40cm ve Üzerindeki Tümörlerin Tek Seansda Işınlanması (Tek TomoTherapy)Tüm Vücüt Işınlaması / IMRT (Tek TomoTherapy)Kemik İliği Işınlaması / IMRT (Tek TomoTherapy)Over Kanseri Işınlaması (Tek TomoTherapy)Tedavi İçinde Eş Zamanlı Simultane Entegre Boost’larTomoterapi Kronospinal IşınlamaÇocukluk çağı tümörleriSBRT denilen (sterotaksik beden ışınlaması ) tekniğin akciğer , karaciğer , surrenal ve beyin gibi organ metastazlarında uygulanmasıBeyin tümörlerinde nörokognitıf bölgelerin (hipokampus koruma) korunmasıGörüldüğü üzere onkoloji alanında bir devrim niteliği taşıyan böyle bir tedavi sistemiyle üniversite hastanemizde 5 teknisyen, 3 sağlık fiziği uzmanı ,bir hemşire , iki uzman doktor biri akademik kadrolu olmak üzere ekibimizle hastalarımıza tedavi hizmeti vermekte olan kliniğimizde birinci yılımızı doldurmuş bulunmaktayız.600 kanser hastasına radyasyon tedavileri uygulandığını belirten Prof. Dr. Baltalarlı her geçen gün artan deneyimlerine önümüzdeki dönemde de günümüzde artış gösteren kısa süren steroatksik beden ışınlaması ve beyın tümörlü olgularda nörokognıtıf fonksiyonları koruma çalışmalarını arttırmayı hedeflediklerini de belirtti.