Bir paylaşım var ki arkadaş listemdeki yarıya yakın isim inanarak duvarlarına kopyalayarak paylaştılar. Öyle ya; metinde de paylaşmayın, duvarınıza kopyalayın deniliyordu. Harfiyen yerine getirilmeli idi. Sazan avı türünden paylaşımlar ile bir kısmı, sabahtan bu paylaşımı kaldırdı duvarlarından. Aslında silmekle silinmez hiçbir data. Eğer internet üzerinden bir yerde paylaştı iseniz, silseniz veya gizleseniz bile bir şekilde erişimi hackerlar tarafından mümkün. Paylaşımlarınızın seleksiyonunu , internette paylaşmadan önce öz bilincinizle yapmanız gerekiyor. İleride rahatsızlık duyacağınız, pişman olacağınız paylaşımlardan kaçınmalısınız.

Kişilerin inançları, bilgi birikimleri ile bilinçaltlarındaki veriler ve yazılıma ilave kodlar ile istenildiği sonuca doğru yönlendirilmesi söz konusu. Toplumsal hipnoz, algı operasyonu… Her ne denilirse artık. Telkine açık kitle % diye veriliyor. Yani her 4 kişiden 1’ini söylediklerinizle yönlendirmeniz elinizde. Bu sebeple polis, hakim, savcı vs kimliği ile dolandırıcıların kurbanı olmuş profesörler dahi var. Ortalama bir lise mezununun 90, lisans mezununun 120 ve akademisyenlik için de 140 ve üzeri IQ değerine sahip olması sebebi ile, telkin yoluyla yönlendirilmenin zekayla ilintili olmadığını söylemek mümkün.

Hipnoz esnasında rahatlayın, huzurlu bir ortamı düşünün gibi gevşeten sözlerin yerini sosyal medyada bilgilerinizin kopyalanarak terör örgütlerince kullanılabileceği korkusu ile yönlendiriliyor insanlar. Tüm paylaşım ve resimlerinin herkese açık olmasından korkan kitlenin neler paylaştığını da merak ediyor insan. Çünkü korkunun sadece klonlanmış hesap olduğunu düşünmüyorum. Hele bir de mesajlaşmalar falan da deşifre olacak denilse pek çoğunun sosyal medyada esamesi kalmaz, buhar olur uçarlar, nerede yoğuşup yağacakları da belli olmaz.

IP diye bir numara var ve girip çıktığımız her site, paylaştığımız her türlü done bu numara ile serverlara kaydediliyor. Güvendiğimiz bir devlet var. Zaten devlet olmak himayesi altındakilerin güven ve huzur içinde yaşamasını sağlamak ise, velev ki kopyalansa bile resmim, adımla hesap açılsa dahi devlet bunu kimin yaptığını belirleyemeyecek kadar güçsüz mü ki bir metni alıntılayıp da kendimi güvenceye almış olayım. Nasıl bir oyuna geldiğinin farkında olmayanlar bireysel korkuları ile, aslında küçük gördükleri devletin; isterse o herkese kapalı olan bilgilerine de erişebileceğini idrak edemiyorlar mı? Özel hayatın gizliliğinin de bir devlet güvencesi olduğunun da farkında değiller mi? Boynumuz kıldan ince devletimize. Hatamız olursa gerek sosyal medyada, gerekse güncel hayatta bedelini de ödemeye şahsen hazırım ve herkese açılacak da olsa tüm paylaşımlarımdan zerrece korkum yok.

İnsanları etkileyip kitle halinde yönlendirebilmek, diğer alemde köşkler, bahçeler vadederek harama bulaştırmak, vatana ihanet ettirmek… Tarih boyu gördük, yakın geçmişimizde yine gördük. Bana kalırsa, art niyetli insanlar böylesi bir tuzağa kimlerin düşeceğini belirleyip, daha sonra da çeşitli firmaların hediye çekleri, terör örgütlerine yardım etmek vs gibi 2. perde oyunları devreye sokuyorlar. Bir nevi saha taramasını bu tarz mesajlar ile yapıyorlar yani.

Teslim tarihi ne olursa olsun, kargocu bizi düşürmek istediği adreste bulamazsa, en yakın şubeye bırakmayacak istediğini. Teslim olmayın, kanmayın. Devlet ki “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” diyen Şeyh Edebali’den gelme bir kültürdür. Devlete güvenin.