Bu durum, toplumsal hareketliliğin (alt sınıftan orta sınıfa geçiş) durma noktasına geldiğini ve "gelir adaletsizliği" makasının tehlikeli bir şekilde açıldığını gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Gelir Dağılımı İstatistikleri ve sendikaların (TÜRK-İŞ, DİSK) yaptığı "açlık sınırı" ve "yoksulluk sınırı" araştırmaları, haberler ve güncel haberler arasında bu acı gerçeği rakamlarla ortaya koyuyor.
Enflasyonun Alım Gücü Üzerindeki Yıkıcı Etkisi
Yüksek enflasyonun orta sınıf üzerindeki en belirgin etkisi, reel ücretlerin (enflasyondan arındırılmış maaş) hızla erimesidir. Asgari ücrete yapılan yüksek oranlı zamlar, alt gelir grubunu korumayı hedeflerken, asgari ücretin hemen üzerinde maaş alan (beyaz yakalılar, mühendisler, öğretmenler) kesimin maaşları aynı oranda artmamaktadır. Bu durum, çalışanların büyük bir kısmının "asgari ücret" seviyesine yakınsadığı, "orta direğin" çöktüğü bir maaş yapısı oluşturmaktadır. En son haberler, bu durumun çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini de olumsuz etkilediğini belirtmektedir.
Özellikle büyük şehirlerdeki (İstanbul, Ankara, İzmir) astronomik kira artışları, "barınma krizi"ne yol açmıştır. Maaşının %50'sinden fazlasını kiraya vermek zorunda kalan orta sınıf, eğitim, sağlık ve kültürel harcamalarından kısmak zorunda kalmaktadır. Bu ekonomik tabloyla ilgili Haber yorumları, uzmanların bu sıkışmanın sosyolojik sonuçlarına (boşanma oranları, ruh sağlığı) dair uyarılarına da yer veriyor.
Varlık Fiyatları, Vergi Yükü ve Borçlanma Sarmalı
Enflasyonist ortam, sadece alım gücünü değil, "varlık fiyatlarını" da (konut, otomobil) astronomik seviyelere taşımıştır. Geçmişte birikim yaparak veya kredi çekerek ev sahibi olabilen orta sınıf için bu, artık bir hayal haline gelmiştir. Bu durum, bir "servet transferi"ne yol açmaktadır; borçlanabilen veya zaten varlığı (konut, döviz, altın) olan kesim servetini katlarken, maaşıyla geçinen kesim bu varlıklara erişimini tamamen kaybetmektedir. 24 ayar gram altın fiyatı son dakika gelişmeleri bile, artık bir yatırım değil, sadece "paranın değerini koruma" çabası olarak görülmektedir.
Bu sıkışmanın bir diğer nedeni de Türkiye'deki "vergi yükü"dür. Gelir vergisinin büyük kısmını maaşlı çalışanların ödemesi ve tüketim üzerinden alınan dolaylı vergilerin (KDV, ÖTV) yüksekliği, orta sınıfın üzerindeki baskıyı daha da artırmaktadır. Son dakika gelişmeleri, vatandaşların bu alım gücü kaybını "tüketici kredileri" ve "kredi kartı borçları" ile telafi etmeye çalıştığını, ancak bunun da bir "borç sarmalı" yarattığını göstermektedir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası'nın uyguladığı "sıkı para politikası" ve "dezenflasyon programı", fiyat istikrarını yeniden sağlamayı hedeflemektedir. Ancak bu programın kısa vadede ekonomik yavaşlamaya (durgunluğa) ve işsizlikte artışa neden olabileceği endişesi de taşınmaktadır. Bu ikilemle ilgili Son Dakika faiz kararları, orta sınıfın geleceğini doğrudan etkilemektedir. Haberler son dakika gelişmeleri olarak, bu kesimin refahının yeniden tesis edilmesinin, Türkiye'nin sosyal barışı için şart olduğunu vurgulamaktadır.