Önceleri sosyal medyaya girip arkadaşlarımın paylaşımlarına baktığımda güzel bir gün dilekleri, farklı etkinliklerden mutluluk fotoları, ülke sorunları, ekonomik ve sosyal sorunlar, doğum günleri fotoları, evlilik yıldönümü veya farklı sosyal etkinlik fotoları görürdüm.

Şimdi ise ne zaman sosyal medyaya girip baksam ölüm paylaşımları görür oldum.

Covid 19 ülkemize adım atalı beri cenaze evine döndü memleketim.

Her gün yüzlerce güzel insanımızı, nice değerlerimizi birden yitirdiğimiz bir cenaze evi gibi oldu ortalık..

İnsanlar ekonomik ve sosyal problemlerinin altında ezilmişken, birde en yakınlarını, sevdiklerini, göz bebeklerini kaybeder hale geldi bir bir.

Yaşananlar psikolojik durumları da tetiklediği için moraller de dibe vurdu.

Stres diğer hastalıkları da tetikledi.

Korku dağları bekler oldu.

Umutlar da yoruldu.

En yakınlarımızın yüzüne hasret kalıp sesleriyle idare eder hale geldik.

Şimdi düşünüyorum da..

Gerekli gereksiz ne çok şeyi dert etmişiz kendimize.

En önemli şeyin nefes almak, yaşamak olduğunun bilincinde olmadan..

Ne çok şeyi dert etmişiz kendimize.

Güne yalnız başlayıp yalnız bitirmek ne korkunç, ne aşılmaz bir sorunmuş meğer.

Yaşamak, farklı sorunlarımız olsa da özgürce, maskesiz nefes almak, bir iki tanıdıkla karşılaşınca iki çift kelam etmek, borçlarımız boynumuzu aşsa da sevdiğimiz, değer verdiğimiz arkadaşlarımızla konuşup mücadeleye kaldığımız yerden devam etmek ne büyük nimetmiş.

Ve.. dünya malı için hırslanmak en gereksiz şeylerdenmiş.

Çünkü bu virüs, bu mikrop zengin veya fakir ayırt etmiyor.

Zenginine de, fakirine de eşit davranıyor.

Dünya ülkeleri, ülkemiz, ilimiz ve insanlarımız şu anda en zorlu dönemlerden  geçiyor..

Gün gelecek bunu da atlatacağız elbette. Umutları yitirip enseyi karartmadan ve mümkün olduğunca daha fazla canların kaybolup gitmesine engel olmak için elimizden gelen çabayı sonuna kadar göstermeye devam ederek.

Fakat şu bir gerçek ki Covid 19 hepimize bir kez daha sağlığın en büyük zenginlik olduğunu, dünya malının, zenginliğin boş bir kalıptan ibaret olduğunu, aslolanın sağlık, elimizdekilere sahip çıkma, doğaya ve tüm canlılara sevgi, sevdiklerimizi, dost ve arkadaşlarımızı gereksiz yere incitmeme gibi değerleri bir kez daha acı ama gerçek bir şekilde hatırlatmış oldu.

Dileğim odur ki, bu günlerden sonra sahip olduklarımızın değerini anlayabilelim ve onları koruyabilmek için el ele vererek tüm gücümüzle mücadele edelim.

Sağlıkla, sağlıcakla kalasınız.