Öncelikle toplum olarak hemfikir olduğumuz bir konu, 2016 yılını pek de güzel hatırlamayacağız. Bu yıl, içerisinde belki bir takım güzelliklerde barındırmış olabilir fakat çoğunlukla, hiç tahmin bile edemediğimiz, toplumu çok derinden etkileyen olaylar, hain saldırılar, suikastlar, şehitler ve savaşlar olarak hafızamıza kazınan bir yıl oldu ne yazık ki…

Her yeni şeyin başlangıcında olduğu gibi yeni bir yılın başlangıcında da dilekler ve temenniler beklentiler vardır, olması da gereklidir. Doğamızın gereği, insanız yaşıyoruz ve yaşantımızı da anlamlı kılmak adına elimizden gelen bütün gayreti de göstermek istiyoruz…

Biz insanlar genel yapı itibarı ile oldukça bencil yaratıklar olduğumuz için doğamız gereği kendimizi düşünmeye son derecede eğilimliyiz, bu durumda maalesef ki hayat biraz daha zorlaşmakta, bencillik ve bireysellik gün geçtikçe artmakta, insanlar ben olmaktan biz olmayı unutmakta…

Her olaya objektif ve dışarıdan bakabilmek bu anlayışta pek de mümkün olamamakta bu da, sorunlara, sorunlar daha büyük sorunlara yol açmakta. Sonuç olarak tamamen yaşantımız sorunlar yumağına dönüşmekte…

Tabiî ki bu bir zorunluluk değil, bunu değiştirmek gene biz insanların elinde. İnsanın isteyip de yapamayacağı şey neredeyse yok gibidir. Yeter ki istesin. İstek gayreti gayret çalışmayı, çalışmakta başarıyı getirir.

Öncelikle hayattaki bencilliğimizi biraz olsun azaltarak işe başlamalıyız. Ben yerine biz diyebilmeye gayret etmeliyiz. Bu bir döngüdür aslında. Biz ne kadar karşımızdaki insanı düşünürsek, karşımızdaki insan da bizi o oranda düşünmeye başlayacaktır. Bunu başarabildiğimiz taktirde hayattaki o hassas dengeler daha çok yerine oturmaya başlayacaktır…

Dengelerin yerli yerinde olduğu bir yaşam, insanları hem tatmin hem de şüphesiz ki mutlu edecektir. Bir tek benim gayretimle ne olacak? Dediğinizi duyar gibiyim…

Kelebek etkisini şüphesiz ki duymuşsunuzdur. Lorenz’in 1972 de bir konferansta sunduğu ”Brezilya’da bir kelebeğin kanat çırpışı, Teksas’ta bir kasırgaya neden olur mu?” adlı bir makaleden almıştır bu ad.

Evet bu kelebeğin etkisi tahmin edemeyeceğiniz kadar büyüktür. Yani, yanlış ya da doğru hepside katlanarak gidecektir. Yukarıda kısacık bahsetmeye çalışmıştım, iyilik iyiliği kötülük ise çok daha büyük kötülükleri doğurur.

Önemli olan şey, yaşantımız süresince güzelliklerden örnekler alıp yaşantımıza katabildik mi? Bu halkayı bir kat daha artırmaya gayret edebildik mi?  Ya da, yaşadığımız kötü olaylardan ders çıkararak hayat tecrübelerimize ilave edebildik mi?

Bizim de, birçok olumsuzluklar ve tecrübeler bırakan bu yılı biraz daha fazla sorgulamamız mı gerekiyor acaba. Aslında belki de yalnızca bu yılı değil, bütün yaşantımızı mı bu vesileyle sorgulamalıyız, ne dersiniz?

Yeni bir yıla girerken, bütün olumsuzluklar özellikle savaşlar ve bütün kötü olayların geçmişte kaldığı, ülkemiz ve tüm dünyada barış, güzellikler ve sevinçlerin yaşandığı, umut dolu, çok güzel bir yıl olması dileklerimle…

DOSTÇA ve HOŞÇAKALIN