Kendisi de buradan mezun olan Başkan Çelik, programa Türkiye’nin ilk ve tek kadın eczacı belediye başkanı sıfatıyla çağrıldı. Uzun yıllar sonra okuduğu üniversiteye eczacılıktan siyasi kariyere uzanan yolu bu fakültede okuyan öğrencilere anlatması için davet edilen Başkan Çelik, kürsüye “Türkiye’nin ilk ve tek eczacı kadın belediye başkanı” olarak çağrıldı. “ONUR DUYUYORUM” Buraya davet edildiğinden dolayı büyük bir onur duyduğunu belirten Başkan Çelik, “2014 yerel seçimlerinde ülkemizde toplamda 1.389 belediye başkanından 19 eczacı belediye başkanı seçildi. Yine 2014 yerel seçimlerinde toplamda 1.389 belediye başkanından, 37 kadın belediye başkanı seçildi. 2014’te eczacı belediye başkanlarının oranı, yüzde 1,3 iken; kadın belediye başkanlarının oranı yüzde 2,6. Kadın belediye başkanlarının oranının, eşit bir toplumda yüzde 50 olması gerekirken, bu oranın yüzde 2,6 olduğu bir ülkede, eczacıların yüzde 1,3 oranında başkanlık temsili hiç de azımsanacak bir rakam değildir” dedi. “TEK KADIN ECZACI BELEDİYE BAŞKANI YİNE BENİM” Bu 19 eczacı belediye başkanından tek kadın başkanın kendisi olduğunu aktaran Başkan Çelik, “Türkiye’de tek eczacı kadın belediye başkanı ilk seçildiğimde bendim. Yani benim, toplam belediye başkanları içindeki oranım yüzde 0,07. Peki 2019’da kaç eczacı kadın belediye başkanı var biliyor musunuz? Çok uzağa gitmenize gerek yok. Yine benim” diye konuştu. “BİR PARTİYE ÜYE OLMAKTAN KORKMAYIN” Eczacıların siyasetten uzak kalmamaları gerektiğini dile getiren Başkan Çelik, şunları söyledi: “Eczacı demek, aslında ilaç ve sağlık danışmanlığı demektir. Doktor’un yarım bıraktığı işi eczacı tamamlar. Çünkü hasta ya da hasta yakını, doktor reçeteyi yazarkenki bakışı hala atmamıştır yüzünden… O bilgi alamayan yarım kalmış ifade hala yüzünde saklıdır… Yanınıza geldiklerinde onlara bilgi vermeniz için bu defa size yanaşırlar. Benim siz değerli meslektaşlarıma naçizane önerim, siyaset tanınmaksa ve siyasette de kariyer yapmak istiyorsanız, mahallenizin, beldenizin, ilçenizin veya şehrinizin en çok tanınan insanlarından biri olmalısınız. Bunu, insanlara daha faydalı hizmetler yapma yoluna dönüştürebilirsiniz. İnsanları en yardıma muhtaç oldukları anda tanırsınız. Böyle zamanlarda insanlar size açılır, samimi bir şekilde onları tanımanızı sağlarlar ve hatta bunu isterler. Bu sebeple de diyeceğim şudur ki, bir partiye üye olmaktan korkmayın. Hangi görüşe kendinizi yakın hissediyorsanız, orada özgürce bulunmaktan çekinmeyin. Siyaseti ille de bir parti bünyesinde yapmak zorunda değilsiniz. İyi bir Sivil Toplum Örgütü kurar, ya da herhangi birinde kendinizi geliştirirsiniz. İyi bir dernekte yer alır, çok güzel işler başarabilirsiniz.”