Son günlerde ülke gündemimizi oluşturan konuların başında Suriyelilere vatandaşlık ve TOKİ konutlarına yerleştirilmeleri geliyor desek abartmış olmayız.

Toplu konut idaresince yapılan konutların yapımı ve satılması prosedürünü bilenler bilir. Kira öder gibi konut sahibi olmak isteyenler talip olurlar ve uzun vadeli ödeme seçenekleri ile rahat bir halde ödemelerini gerçekleştirirler. Lüks konutlarından bahsetmiyorum tabi.

TOKİ konutlarının bu kadar cazibesi var madem niye satılmayan bunca konutlar mevcut? Bu sorunun cevabını ben veremiyorum şahsen. Fazla bilgim de yok. Bir arkadaşım ilana çıkan konutlara talip olmuştu. Gidip baktıklarında güneş görmeyen, bodrum ve zemin katların kaldığı, şehir merkezine çok uzak olduğu gibi gerekçelerle almaktan vazgeçmişlerdi.

Bu satılmayan konutların Diyarbakır, Van gibi vilayetlerde daha fazla olduğundan bahsediliyor. Malum Van depremi ile yıkılan şehrin tekrar imar edildiği dikkate alınırsa özellikle Van ilimizde satılmayan konutun olmaması gerektiği açıktır. Ancak en fazla satılmayan boş TOKİ konutlarının bu vilayetlerimizde olduğu da bir gerçek.

TOKİ Konutlarının durumu bu iken, Suriyeli sığınmacılara tahsis edilmesine gösterilen tepki içerikli beyanlar ve paylaşımlar yersiz diye düşünüyorum. Şöyle ki Denizli de Suriyeli komşusu olan vatandaşlarımız bana hak verecektir. Ben Asmalı evler mahallesinde oturuyorum. Azımsanmayacak kadar Suriyeli komşumuz var bizim mahallede. Bağbaşı, Zeytinköy, Kınıklı Mahallelerimizde de aynı şekilde olduğunu duyuyorum.

Sakın buraları hedef gösterme olarak algılanmasın. Ancak yukarıda bahsettiğim mahalleler en fazla kira getirileri olan bölgelerimiz değil belki ancak orta düzeyde kira getirisi olan yerler.  Bu kişilerin kirasını kim veriyor? Sosyal Yardımlaşma Vakfımızca karşılanıyor diye biliyorum. Karşılanmasın demiyorum. Harçlıkları da veriliyor ve verilsin de.

Şimdi TOKİ konutlarına dönecek olursak, İlimizde yukarıda saydığım mahallelerde devletimizce konut kirası karşılanan Suriyeli misafirlerimiz TOKİ tarafından yapılan ve talep olmadığı ya da pahalı olduğu için boş duran Karşıyaka’daki, Sığmadaki konutlara yerleştirilseler daha mı kötü olur? Daha mı fazla masraf olur? Daha az masraf olur ve boş konutlar da değerlendirilerek milli servetimiz gereksiz yere harcanmamış olur.

Vatandaşlık konusuna gelecek olursak, başlıkta Aman Dikkat derken bu hassasiyeti göz önüne almak istedim. Birkaç gün önce Tavas ilçemizde yaşanan tatsız bir olayın haberini okudum ve tedirgin oldum işin aslı. Tavaslı vatandaşlarımızın, hatta Türk insanımızın engin sağduyusuna ben fazlasıyla güveniyorum. Çünkü bu vatandaşlık konusu öyle verdim oldu denecek kadar basit bir konu değil.  Devletimizi yönetenler de bunun fazlasıyla farkındalar ki bir takım kriterlerden bahsedilmeye başlandı.

Benim naçizane fikrim 30 yaşın altındakilerin kesinlikle vatandaşlığa kabul edilmemesi, kışlada bir kaç aylık eğitimin ardından ülkelerinin ulusal savaşına katkıda bulunmak üzere ülkelerine gönderilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bilmem Hey On beşli Türküsünü dinlemeyenimiz var mı? Ya da Çanakkale’ye cepheye giden İstanbul’daki Lise öğrencilerimizin hikâyelerini duymayanımız var mı?  Vatan savunması öyle basit bir şey değil. Ulus olmak da öyle ucuz değil. Otuz yaş üzerindekiler için çeşitli değerlendirmeler yapılabilir ve daha çok yapılacaktır.

Konya’daki, Tavas’taki gibi istenmeyen olaylar ise bizi istemediğimiz durumların yaşanmasına götürür. Onun için bu hassas konuda değerlendirmelerde bulunurken, ne olur gerilimi artırmaya değil azaltmaya gayret edelim. İnşallah güzel günler bizi bekliyor.