Öncelikle MERHABALAR uzun zaman oldu burada yazmayalı, bir hayli ara verdiğimin farkındayım…
Yazı yazmak gönül işi dolayısıyla içten gelmeli ki onlar kaleme/kağıda, klavyeye dökülsün. Galiba ben de böyle bir süreç yaşadım. Yazmak ya da yazmamak. Ne için kimin için yazacaktım, pek de okuyan yoktu sanki! Kimin umurundaydı ki yazmışım ya da yazmamışım… Ya da diyelim ki bazen tarlayı nadasa bırakmak gerekir, daha güzel ürün alabilmek için...
Katılırsınız ya da katılmazsınız bilemiyorum, hayatta bazı işaretler vardır önünüze düşen, hangi yöne gitmeniz gerektiğini gösteren, yön veren. Bu işaretleri okuyabildiğinizde, sanki yolunuz daha bir açılır, gitmeyi arzu ettiğiniz yerlere hedeflerinize çok daha kolay ilerler bir o kadar da iç rahatlığı ve sevinç ya da belki de huzur duyarsınız…
Bu işaretleri okuyabilmeye, kimisi bir his, kimi için öngörü, kimisi içinse spiritüel bir güç olarak görebilir. Ya da Yüce Yaratıcının size bir uyarısıdır… İnsanlar düşünce yapısına göre bunları dillendirebilir. Siz nasıl yorumlarsınız bilemiyorum ama bunu ben şu anki duygularımla his ya da öngörü, uyarı olarak anlatmayı uygun buluyorum…
Günümüzde sosyal medya çok önemli ve neredeyse herkes birçok işini sosyal medya aracılığıyla gerçekleştiriyor. Benim bu konuda pek hevesli olduğum ve başarılı olduğumda tabii ki söylenemez. Bu durumda siz de hak verirsiniz ki benim çok da sürekli iletilerimi takıp eden bir yapım yok…
17 Nisan 2025 önüme düşen bir ileti, ilk kitabım olan DOĞUM SANCISI kitabımı basan yayınevinin ismini görünce, önemli olabileceğini düşünerek iletiyi açtım. Bana bir ödül verildiğinden bahsediyordu. Bir sürü soru işareti oluştu kafamda. Öncelikle ortalıkta o kadar yalan dolan iletiler de dolaşırken çok da güvenemeyip İstanbul’a yayınevimdeki editörüme yazdım. O da onaylayınca ciddi bir şeyler olduğuna inanarak araştırmaya karar vermiştim ki…
Tam da aynı gün akşamüstü, Ankara’dan Annemin vefaat haberini alınca, doğal olarak bu konu tamamen rafa kalkmış oldu…
Tahmin edersiniz ki sonrasında bu konuyu araştırdım ve gerçekten ciddiye almam gerektiğine karar verdim. Yalnız ödül töreni İstanbul’daydı ve şu an benim böyle bir program yapabilmem pek de olası görünmüyordu…
O an aklıma gelen ve beni düşündüren bir işaret oldu. Benim çok kısa zaman önce içimden geçen bir istek vardı. Yıllar önce çocuklarım İstanbul’da üniversite eğitimi aldığı dönemlerde bir bayramı orada geçirmiştik, bizim için de çok güzel bir gezi olmuştu. İstanbul’un o büyüleyen tarihi dokusu ve o muhteşem iç açan manzaraları…
Tamam, belki zaman zaman İstanbul’a gidiyorduk fakat çok yoğun ve yorucu gündemden dolayı bunlara hiç zaman ayıramıyorduk. Bir de bu süreçte demek ki benim böyle bir molaya ihtiyacım vardı… Bu bir işaret değil de neydi?
Bu düşüncenin verdiği motivasyonla yolculuğumuzu planladık. Gerçekten de kıymet biçilemeyen anlar yaşamış olmak oldukça güzeldi. Tabii ki bu arada işin bonusu torunlarımı, çocuklarımı, kardeşimi ve yeğenlerimi görmek te vardı😊
Ne dersiniz sizlerin de hayatınızda illa ki çok kıymetli işaretler oluyor. Önünüze düşen ya da size sunulan bu işaretlere yeteri kadar önem veriyor ve değerlendirebiliyor musunuz?
Aslında bu satırları kaleme almamın tek amacı sizleri biraz olsun bu konuda düşündürebilmek. Umarım bunu birazcık olsun başarabilmişimdir…
Bu arada İstanbul’da katılmış olduğum; Altın İnsan/Altın Kalem ödül töreni bana yazı yazmayı bırakmamam gerektiğini, yazmaya devam etmemin benim için çok kıymetli olduğunu, kendim için az da olsa okuyan insanlar için yazmam gerektiğini bir kez daha hatırlattı…
Bir de bugünün tarihi 19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI ne dersiniz, haksız mıyım…
Zeliyha ÇINAR
Eğitimci / Yazar
Aile Danışman