Kış ayları geldiğinde çoğu kişi kendini daha iştahlı, daha hareketsiz ve tatlıya daha düşkün bulur. Birkaç kilo almak neredeyse doğal karşılanır hâle gelir ama aslında kışın kilo almak bir zorunluluk değildir. Soğuk hava ve kısa günler, hem iştahı artıran hormonları etkiler hem de hareketi azaltır; ancak küçük değişikliklerle bu döngüyü tersine çevirmek mümkündür. Kışın iştah artışının temel nedenlerinden biri düşen serotonin düzeyidir. Gün ışığının azalması, özellikle karbonhidratlı yiyeceklere karşı isteği yükseltir. Bu dönemde protein içeriği güçlü öğünler, meyve ve kuruyemiş gibi dengeli ara öğünler ve mümkünse sabahları kısa süre güneş almak iştahı daha düzenli hâle getirir.

Hareketsizlik de kış kilolarının en önemli sebeplerinden biridir. Soğuk havada yürüyüşe çıkmak cazip gelmez ama kısa, düzenli hareketler metabolizmayı belirgin şekilde canlı tutar. Evde 10 dakikalık bir tempolu yürüyüş, hafif esneme hareketleri ya da haftada iki gün yapılacak düşük ağırlık çalışmaları bile kilo yönetimini ciddi şekilde destekler.

Kış sofralarının vazgeçilmezi olan çorbalar da doğru hazırlandığında büyük avantaj sağlar. Yağ ve un eklemeden, mercimek, bulgur veya sebzeyle kıvam verilen çorbalar hem tok tutar hem de günlük kalori alımını azaltır. Akşam saatlerinde ise hafif öğünler tercih etmek, gece atıştırma isteğini kontrol etmeyi kolaylaştırır. Bir tabak sebze, yanında küçük bir porsiyon protein ve biraz tam tahıllı bir seçenek hem doyurucu hem de dengelidir.

Kış mevsimi aslında kilo almak için bir bahane değil, düzeni oturtmak için bir fırsattır. Küçük ama sürdürülebilir adımlarla başladığınızda, soğuk günleri çok daha enerjik ve kontrollü geçirmeniz mümkün olur.

👉 Haftaya bu yazının devamında, “kışın tatlı isteğini neyin tetiklediği” ve “davranışsal beslenmeyle kış döngüsünü tamamen kırmanın” püf noktalarını paylaşacağım. Mutlaka bekleyin; en önemli kısmı şimdi başlıyor.