Bugünkü yazıma başlarken, başlığı konusunda oldukça fazla düşündüğüm bir gerçek…

Öylesine farklı bir yıl yaşadık ki, bunu hiç birimiz inkar edemeyiz. Çoğunlukla aklımızda, gerçek anlamda oldukça zor bir yıl olduğu kalacak kuşkusuz. Bireysel olarak yalnızca bizler için değil, bütün dünyanın da çok zorlandığı bir yıla veda etmeye hazırlanıyoruz…

Aslında genel olarak bu yıl içinde iç karartıcı olaylar ve konulardan o kadar fazla konuştuk ve gündemlerimiz oldu ki, adeta bu konulardan artık doğamız gereği kaçar olduk. Tam da bu sebepten, yıl boyunca mütemadiyen bahsi geçmiş olan konulardan pek de bahsetmek istemiyorum…

Böyle bir yılı yolcu ederken, hayata bakış açımızı biraz olsun gözden geçirmekte yarar var diye düşünüyorum. Çevremizde yaşanan birçok kayıp hayatın ne kadar kısa olduğunu bu yıl bizlere defalarca hatırlattı. Bu vesileyle yaşadığımız anların ne kadar kıymetli olduğunun bir kez daha farkına varmış olduk…

Bu arada mutluluğun da uzağımızda olmadığını çok da iyi anladık aslında. “Hayata bakış açımızı ne kadar değiştirdiğimizle ilgilidir ne kadar mutlu olduğumuz”…

Yeni bir yıla girerken karamsarlığa değil, umuda ihtiyacımız var…

Hayatı umut ettiğin kadar yaşarsın. Her zorluk bizler için birer hayat tecrübesidir. Daha doğrusu “Tecrübe” tam anlamıyla o zor zamanlardan çıkardığın sana kalan derslerdir. Aslında bu tam anlamıyla bir seçimdir. Kimi zorluklar konusunda sürekli şikayet ederek hayatı hem kendine hem de çevresine çekilmez bir hale getirir, kimi ise yaşadığı zorluklardan çok özel ve güzel deneyimler kazanarak o kazandığı deneyimlerle çok daha donanımlı bir hayat yolculuğuna devam etmeyi seçer…

Düşünün bakalım siz hangi guruptansınız, ya da hangi gurupta olursanız daha mutlu olurdunuz?

Genel olarak, 2020 yılının öğretilerinden kısaca bahsedecek olursak, sahip olamadığımız veya sahip olamayacağımız şeyleri düşünerek kendimizi ne kadar da mutsuz ettiğimizi gördük. Bunun yerine küçük, ufak tefek şeylermiş gibi görünen fakat bizim için oldukça önemli ve mutlu eden şeylerin aslında ne kadarda yakınımızda olduğunu keşfettik hep birlikte;

        

-        Maskesiz nefes alabilmek

-        Özgürce dolaşabilmek

-        Sevdiklerimize sıkıca sarılabilmek

-        Bir araya korkusuzca gelip, gönlümüzce muhabbet edebilmek gibi bunları çoğaltabiliriz.

Bunlar ne kadar da paha biçilemez şeylermiş…

Farkında bile olmadan yaradılışımızın bir gereği, aldığımız o nefes ne kadar da kıymetliymiş. Belki de hayatımızda bedel ödemeden elde edilen şeylerin değerini pek de fazla bilemeyen bir nesil olduğumuzdan mı ne dersiniz?

Bu anlamda kovit 19 hayatımıza biraz da bizleri düşündürmek için mi girdi acaba?

Yeni bir yıla girmeye hazırlandığımız şu son zamanlarda, umut ediyorum ki bu zor yıldaki yaşanmışlıklar her birimizin hayatında deneyimlere dönüşerek gelecek yaşantımızda yolumuzu aydınlatan birer ışık olsun.

Yeni yıl bizlere, bütün çevremize ve dünyaya çok güzel ve her birimiz için de özel müjdelerle gelsin. Bütün sevdiklerimizle bir arada sağlıklı çok daha farkında ve mutlu olabildiğimiz bir yıl olması dileğiyle…

HER ZAMAN SAĞLIKLI UMUTLU VE HOŞÇAKALIN

Zeliyha ÇINAR