Esin Aysan Pişik | Yaşam Koçu, Bilinçaltı & Regresyon Terapisti

Bazı sabahlar uyanırız ve içimizde tuhaf bir sızı hissederiz… Ne tam mutluyuzdur ne de tam mutsuz. Akla eski günler gelir. Bir yaz akşamının kokusu, bir kahkahanın yankısı, çocuklukta dinlenen bir şarkı. Zamanın bir noktasına takılı kalmış gibiyizdir; kalbimiz orada, bedenimiz burada… “O günler ne güzeldi…” diye geçiririz içimizden.

Oysa o günleri güzel yapan, aslında “bizim o anki varlığımızdı.” Kalbimizin o frekansta titreşmesiydi. Aynı titreşimi şimdide bulmakta zorlanıyoruz; çünkü zihnimiz geçmişe takılı kaldığında, bilinçaltımız bugünü yaşamak yerine o hatıraları yeniden üretmekle meşgul olur.

Geçmişe özlem duymak insana ait bir duygudur. Fakat bu özlem, bugünü yaşamaktan alıkoymaya başladığında, bir zamanlar huzur veren anılar bile yük haline gelir.

Bir danışanım seans sırasında şöyle demişti: “Fotoğraflara bakmadan duramıyorum. O günlerdeki ben çok daha mutluymuşum gibi hissediyorum. Şimdi ne yaparsam yapayım aynı coşkuyu yakalayamıyorum.”

Oysa geçmişte “çok mutlu” olduğunu düşündüğü zamanlarda bile, o anın içinde benzer endişeleri taşıyordu. Ama şimdi geriye dönüp baktığında yalnızca güzellikleri hatırlıyor, zorlukları ise bilinçaltı nazikçe flu hale getiriyor.

Zihnimiz bazen geçmişi “filtreli bir fotoğraf” gibi gösterir bize. Daha parlak, daha sıcak, daha anlamlı. Bu, beynin bir savunma mekanizmasıdır: Acıyı unutmak, mutluluğu büyütmek ister. Bilinçaltında “o günler güzeldi, bugün aynı değil” inancı yer ettiğinde, kişi farkında olmadan bugünü değersizleştirir ve yeni güzelliklerin kapısını kapatır.

Halbuki o günleri güzelleştiren şey, içimizdeki saf varoluş halidir. Bir çocuk gülüşü, bir dost sohbeti, bir kahve kokusu… Bunların hepsi şimdi de var. Yeter ki geçmişin perdesini aralayıp bugünü tüm duyularınla hissetmeyi hatırla.

Geçmiş, yaşam yolculuğumuzun bir öğretmenidir; kalmamız gereken bir durak değil.

Eğer bugünle bağ kurmakta zorlanıyorsan, şu farkındalık sorusunu kendine sor: “O günleri güzel yapan şey aslında kimdi?” Cevap hep aynı yere çıkar: Sensin! Çünkü o günleri yaşayan, anlam yükleyen, sevgiyi hisseden sensin. Ve o sen hâlâ buradasın.

Bir an için gözlerini kapat… Derin bir nefes al… Ve bugünü, geçmişin özlemini değil, bugünün hediyesini hissetmek için yaşa. Belki de yıllar sonra “ah ne güzelmiş o günler” diyeceğin an, tam da şu andır.

Sağlıcakla, huzurla kalın…