Bir insanı tanımak istiyorsanız doğru yaptığında değil, yanlış yaptıktan sonraki tavırlarını irdeleyin. Doğru yaptığında alkışlayan çok olur. Yanlış yaptığında eleştireni de. Ya yanlışını anlayıp sonrasında “hata etmişim” demek, bir düşünün ne derece ağırdır nefse. Savunma mekanizması ile “ama …” ile başlayarak üretilen her bahane ise o insandan uzaklaşmanıza bir vesile olsun. Şimdi öyle bir grupla karşı karşıyayız ki, “yanlış yapmışım” diyene de güvenemiyoruz. Çünkü onların nefslerine kendilerini aşağılasalar da, yalan söylemek zor gelmiyor. Yalanla iç içe olmuş, her günaha bir saçma açıklamayla sevapmış gibi bir örtü örtmüş bu grubun samimi tövbesi olanlarını Allah affetsin. Takiyye yapanların, destek olmuş ve olanlarının cezalandırılmalarında da devletimize güveniyoruz.

Gizlenin, kendinizi belli etmeyin denilen FETÖ yapılanmasının her gün konuşulan yönleri ile hayretler içinde kalıyoruz. Nasıl dine, imana, vicdana sığdırırlar bunu diye anlayamadığımız öyle çok şey var ki? Ayrılan öğrenciler “Bazen yiyecek ekmeğimiz yoktu ama 3 tane Zaman gazetesi gelirdi” diyorlar. Kübra Kara’nın itirafları içerisinde de 5 gazete deniliyor ve paraları öğrencilerden tahsil edilen 5 gazete. Yemişim milyonluk tirajınızı. Fakir öğrencilere, bilmem hangi ülkede bir öğünü bulamayan derisi farklı da olsa kul olanlara yardım diyerek, bu milletin sömürdüğünüz en ince, en hassas yanlarının hesabını bu dünyada ne kadar sürer vermeniz bilemem. Ahirettekini de Allah biliyor.

Bana da burs için gelindiğinde kendimce inandığım değerlerim ve bildiklerimle yanıt verdiğim için sadece bir kez istendi. Sonrası, ikincisi olmadı. Yani siz vermediğinizde size tekrar gelmiyorlardı. “Demek burs veriyorsunuz. Ne güzel. Benim de bir öğrencim var ve ayakkabısı yırtık. Ona da burs verebilir misiniz?” diye sorduğumda “Bizim belli şartlarımız var. Evlerimizde veya yurtlarımızda kalmalı. Sizin öğrencinizi tanımıyoruz. Bu nedenle veremeyiz” demişlerdi. “Ben de sizin vereceğiniz öğrenciyi tanımıyorum” diyince “Ameller niyetlere göredir. Siz hayra niyet edin” dediler.  “Allah soracak. Allah önce gözünün gördüğü diyorken, kusura bakmayın” diyerek onları göndermiş, ‘bir hayırseverin ihtiyaç sahibi bir öğrenciye verilmek üzere para verdiğini’ söyleterek bir memur arkadaşım kanalı ile öğrencimin bursunu temin etmiştim. 6 sene kadar önce kendim kurban kesiyorum dememe rağmen ısrarla istemişlerdi. Sonunda kıramayıp verdim ve verenler ertesi yılın potansiyelleri arasında yer alıyor olmalılar ki, bir sene boyunca uğramayan o arkadaş tekrar geldi. “Size kurban falan vermem” dedim. Birden böylesi sert bir tepkiyi beklemiyordu muhtemelen. “Benden vekalet almadınız bile, o kurban oldu mu bilmiyorum. Kusura bakmayın, kendim kestirip dağıtacağım” dedikten sonra kurban konusunda da bir daha aranmadım.

Neymiş onlardan olan arkadaşlar makamlara gelirmiş. Pek çok destek olan kişinin bu makamların beklentisi ile destek oldukları gerçeği apaçık. Bu da oldukça acı ki! Eksik olsun makamlar. Tek makam bilirim, O’na hesap verirken, O soracak bana.

“Ameller niyetlere göredir. Siz hayra niyet edin”. Alkol alabilirsiniz, başınızı açın, dekolte giyin ve hatta daha da edebe, adaba sığmayacak her direktifi bu sözle telkin ettiklerini düşünüyorum. Sen hayra niyet et, amelin ne olursa olsun niyetin geçerli. Nasıl inanılır, nesine inanılır? İslam, Kuran çok net koymuş iken haramı helali, “niyete göre günah değildir” demek şirke girmez mi?

Ben hakkımı helal etmiyorum. Belki maddi, manevi olarak katkım olmadı, hakkını almamışlar ki denilebilir. Yine de ben hakkımı helal etmiyorum. Yoklukla okuyan çocuklara destek olmak isteyen kişilerin kafalarında oluşturdukları soru işaretleri için, zorlukla okuyacak her çocuk için hakkımı helal etmiyorum. Babasından maaş kalmamış, yurttan atılmış yetim Hatice için, seyyar berberlik diye ilk defa duyduğum bir mesleği icra ederken kapı kapı dolaşıp “traş olmak ister misiniz” diye sorarak günlük 10-20 TL ile geçim sağlamaya çalışan babasıyla Mustafa için, kar yağan günde montu olmadığı için elleri kırmızı bir elma rengine dönmüş; büzüşen bir diğeri için, babaları vefat edince başka bir adamla evlenen ve bu kişinin bakmak istemediği kızlar için, ayakkabısı yırtık gezmek zorunda kalan her biri için, aldığı burstan ailemin de ihtiyacı var diyerek arttırıp gönderen güzel gönüller için, alamadığı kitap için ödevini yapamaya;n bu yüzden 0’luk değerlendirmesi sıfır geçen öğrenciler için, rakam yüksek geldiği için burs diye gözümün içine bakan kızlar için. Helal etmiyorum, etmeyeceğim. Eksiklere rağmen gözlerinde minnet, yüzlerinde gülümseme ile vazgeçişlerimden döndüğüm, güç bulduğum öğrenciler için kendimce devam edeceğim. Gözüm görürken, “aman, bana ne” dersem de; Allah sorsun.