Bugüne kadar nerede bir yıkım veya inşaat çalışması görsem, dozer ve kepçenin çalışmasını merakla, heyecanla ve kendinden geçmiş bir şekilde izleyenleri görünce, bu çalışmalardan neden bu kadar etkilendiklerini düşünmüşümdür.

Gün boyu hiç sıkılmadan dozeri izleyen bu insanların sosyo-ekonomik durumlarının da, bunda büyük etken olduğu unutulmamalı.

Belki de bu durum, yakın bir tarihe kadar evleri ve benzeri inşaat olaylarını  hep beden gücüyle gerçekleştirmiş insanın, sanayiye, teknolojiye ve güç göstergesine saygısı diye de yorumlanabilir.

Türk insanının teknolojiye olan merakı da bunda büyük etken olmalı.

Dozerin çalışmasını hayranlıkla, kendinden geçmiş ve adeta hipnotize olmuş bir şekilde ellerini arkasına bağlamış izleyen insan gruplarının arasında geçen konuşmalar da çok ilginçtir : “

---- Vay beee!. Gördün mü ne yaman bir alet? Nasıl da bir kepçe darbesiyle uçuverdi koca çatı..

---Ya tekerlekler çevrilmediği halde nasıl sağa sola böyle rahat dönüyor bu dev alet?

---Şu dozer operatörünün yerinde ben olacaktım kiiiiii!..

---Ne yapardın? Görmüyor musun işinin ehli adam. O kadar tehlikeli ve yüksek yerde gözünü bile kırpmadan kahramanca yapıyor işini..

--- Bu eski yapı kim bilir kaç yıllıktır?  Altından hazine falan çıkar mı sizce?            

---- Abiiiiiii bakın bakın, bu sefer çok yükseğe kaldırdı kepçeyi!

---Valla bravo çok başarılı”

Öte yandan incelenmesi gereken bir başka konu da, dozeri ve kepçesini başarılı bir şekilde kullanan operatörün durumudur bence.

Dozeri kullanırken kendisine merak, heyecan ve ilgiyle dikilen gözlerin altında ne hissetmektedir. ? Bu ilgiden kesinlikle hoşnut olduğunu ve gücüyle gurur duyduğunu düşünmeden geçemiyorum. Belki de çevrede toplanıp dozeri nasıl kullandığını seyredenlere zarar gelecek diye de korkuyordur kim bilir?

Geçtiğimiz günlerde merakla dozer seyredenlerin fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesi facebook’ta paylaşmış ve arkadaşlardan konuyla ilgili esprili ve farklı yorumlar da gelmişti. Sayfa arkadaşlarım arasında bulunan ve dozer kullanan bir tanıdık da, bazı insanların bir tahta parçası için bile kendisini tehlikeye atabildiğine şahit olduğu için tedirginlik duyduğunu söylemişti.

Ne olursa olsun şöyle bir gerçek var ki, Türk erkeklerinin büyük bir kısmı iş makinelerini çalışırken seyretmekten büyük bir haz duyuyor. Şimdilerde yurdum insanı kaza yaşamasın diye, iş yapılan yerin etrafları tahta perdelerle falan kapatılıyor ama insanımız yine de tahtaların arasından delik, aralık bulup yine de bu tutkusunu devam ettiriyor.

Yurdum insanında bu durum o kadar yaygınlaşmış ki, adeta milli hobi haline gelmiş durumda.

Bu durumun farkında olan bazı insanlarda, dışarıda bu çalışmaları izleme şansı veya vakti olmayanlar için sanal alemde site bile kurmuşlar.

Komik ama gerçek.

Bugüne kadar iş makinesi, dozer ve kepçenin çalışmasını durup seyreden bir kadına ise rastlamadım. İzlese de binde bir kadın izler böyle bir durumu diyorum. Çünkü o korkunç, devasa makineler, bir erkeğin tersine  ürkütür bir kadını ve yanından geçmeyi bile istemez..

Demek ki bu erkeklerin genlerinde olan bir şey.

Güce duyulan saygı ve güce sahip olma tutkusu.

Erkek çocuklarının daha yürümeye ve konuşmaya başlamadan, arabalara olan büyük ilgisi demek ki genlerden gelen bir şey. Öte yandan Türklere özgü hareketler listesinin başında geldiği de bir gerçek.

Futbol maçına duyulan büyük ilgi gibi, insanımız nerede bir kepçe, vidanjör, vinç vs var,  işi gücü bırakıp seyre dalıyor ve bu komplike, üstün teknoloji ürünü makinelerin yaptığı işleri izlemek milli bir tutkuya dönüşüyor.

Ehh.. ne diyelim. İyi seyirler ozaman!